Tempo, Nokta gibi dergilerin sıkı okuyucusu olarak yıl sonunda verecekleri almanak eklerini bekler, okurken biten yılın yaşattıklarını bir kez daha yaşar, hafızaya kazırdım.

Ve asla atmazdım almanakları, yeni gelen yıl içinde döner döner okurdum.

Onun gibi yazılı gazete kupürleri, gazeteler, dergiler...

Hala inanmazsınız ama çok eski çok sevdiğim birkaç köşe yazarının yazılarını kesmişim durur sararmış o sayfalar arşivimde.

Döner öner okurum aklıma düştükçe,

Hiç unutmam çocukken babam 1. Boğaz Köprüsü’nün açılışında sürmanşetten bu haberi giren Hürriyet Gazetesini saklamış sırf bizlere göstermek için.

Ve kitaplarının arasında koruduğu o gazeteyi bazen gider çocuk aklı baba gazeteyi bana göstersene derdim, nasıl bir çocuksu sevinçle bakardım o merak mutluluk bir başka tarifsiz anı benim için.

Belki de babamdan gelme bende de bu gazete kupürlerini, dergileri saklamak şu an daha iyi anlıyorum.

Şimdi günümüzde tamam teknoloji geldi mertlik bozuldu elbet, belki anlamsız gelebiliyor günümüz gençlerine de ama o sıcacık duygular, heyecanlar çok değerli yaşamda aslında düşünüldüğünde.

Evet kocaman bir 2024 hızla girdi hayatımıza neler yaşamadık neler acıttı canımızı koca senede.

Bu yazımı yazarken son dakikalara kayıyor gözüm.

Ekranlarda manşet yine hepimizin yüreğini yakan Narin’in 2. duruşmasının haber başlığında.

Rezaleti, vahşeti neler yaşadık bu yılda.

Düşündükçe de onun gibi ne acılar girdi 2024 de yaşamımıza.

———————————

Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik durumdan kaynaklı dört bir yanımız devam eden savaşların içinde iken ülkenin duruşu ve elbet de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın stratejik yaklaşımları bölgede ki ateş çemberi için de liderlik başarısı anlamında önem de sarf etmekte.

Mart ayında ki yerel seçimlerden çıkan ülkemiz uzun zaman seçimin yankıları içinde iken bayramlar, yaz derken sıcak günlerin yerini Eylül ile beraber alan yılın son çeyreği dönemi de her anlamda beklentilerin yüksek olduğu yılın son 4 ayında dünya için de çok önemli olan Amerika seçimlerinin tahminleri yanıltmayan Trump’ın zafer ile sonuçlanması dünyayı da neredeyse ikiye ayırdı.

Gözler yemin ederek göreve başlayacağı, 20 Ocak 2025’de ama şimdiden neler yapacağını Trump için söylemek zor gözükmüyor.

Amerika gibi dünya da merakla yeni Trump dönemine hazırlanıyor denilse yanlış bir şey söylemiş olmayız.

2024’de ilk 3 ay aslında gelecek 9 ayın da yol haritasını çizecek şekilde ilerleyen ekonomisi 2024'ün ilk çeyreğinde yüzde 5,3 büyüyen Türkiye, FATF gri listesinden de çıkarıldı.

Ocak-Mart dönemi, ekonominin yanı sıra bilim ve teknoloji alanında da önemli gelişmelere sahne oldu.

Eylülde yapılan açıklama da Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,4 büyüdü.

Böylece ülke ekonomisi üst üste 16 çeyrek büyümüş oldu.

Boş ver ekonomik olarak elbette sayfalar dolusu yazılacak başlıklar var ama genel durumda artan enflasyonun, hayat pahalılığın hızını artırmasından kaynaklı sokaktaki halkın alım gücünün etkilenmesi, yaşamsal artışlar etkenler çok fazla sıralamada.

İhracat rakamları ihracatının yüzünü güldürmeye yönelik de açıklansa dövizin, iş gücünün, buna bağlı çalışanın artan yaşam maliyetleri içinde ki memnuniyeti neredeyse yok denilecek kadar az.

Aralık başından beri süre gelen asgari ücret belirleme toplantılarının sonuncusu bu hafta ortasında yapıldı ve yeni asgari ücret tam da tahmin ettiğim gibi ekonomi çevrelerin de tahminlerinde 22.104 TL olarak belirlenmesi ve ardından gelen olumsuz tepkiler vs ile bitiyor bu yıl.

Bir başka büyük beklenti de şimdi gözler çalışana ve emeklilere yapılacak olan zamlarda.

Özellikle de emeklilerin beklentisi şu an ki konjonktür de yüksek olsa da görünen tabloda eğer yüzde 44’lük bir enflasyon beklentisi gerçekleşirse SSK ve Bağ-Kur emeklileri yüzde 15,45 oranında bir zam alacaklar.

Ocak fazlasıyla beklentisi yüksek olarak şu an ki durumda en önemli ay yükünü sırtlanmış gözüküyor.

Yeni yılda beklentiler yüksek, umutlar dilekler çok fazlasıyla.

Hazırız 2025.

İyi başlıklar atacağımız, ülkemize ve insanlığa iyi gelmesini dilediğimiz bir yıl olarak gel bakalım yeni sene…