Tarım geleceğe taşınır mı?

Tülin Yalman 21 Şub 2025

Tülin Yalman
Tüm Yazıları
Bugünlerde komşumuz Yunanistan bir yandan Ege Denizi'nde olası depreme karşı teyakkuza geçmişken öte yanda çiftçilerin eylemleri ile sıkıntılı günler yaşıyor.

Traktörleri ile Selanik’te eylem yapan çiftçiler hükümetten destek taleplerini traktörleri ile yaptı.

Hükümet ile diyalog kurmak isteyen çiftçiler elektrik, mazot gibi girdi fiyatlarının düşürülmesi talep ediyor.

Gerçekten bir tarım ülkesi olan ama tarımda istenilen başarıyı tam olarak tutturamayan ülkemize bakalım diyeceğim ama tarımı genel anlamda yaşamla, ekonomiyle etkileşimlerine kısaca bakmakla başlamak daha öncelikli aslına bakarsak.

Tarım bir ülkenin kaderini belirleyebilir mi ile başlamak en doğrusu…

Tarımsal üretim, yalnızca ekonomik bir faaliyet değil, aynı zamanda bir ülkenin stratejik gücünü belirleyen en önemli unsurlardan biri…

Bugün dünya, gıda krizleri ve iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele ederken tarım, ülkelerin bağımsızlığını ve refahını doğrudan etkileyen bir faktör haline geldi.

Peki, tarımda sürdürülebilirlik nasıl sağlanır? Türkiye tarım ekonomisinde hangi sorunlarla karşı karşıya?

Ve teknolojinin tarımda devrim yaratma potansiyeli nedir?

Tarımda sürdürülebilirlik ile başlamak gerekirse:

Sürdürülebilir tarım, mevcut tarımsal üretimi doğal kaynakları tüketmeden, toprak verimliliğini koruyarak ve çevreye zarar vermeden gerçekleştirmeyi amaçlıyor.

Bunun için öncelik sağlıklı toprak...

Organik tarım, minimum toprak işleme ve örtü bitkisi kullanımıyla toprak verimliliği artırılabilir.

Toprağın doğru sulama uygulaması da sağlıklı tarımda bir diğer ana etken.

Damla sulama ve yağmurlama gibi modern sulama sistemleriyle su israfının önüne geçilmesi her açıdan ayrı önemli.

Toprağın doğru gübre ile beslenmesi sağlıklı ürün ve verimlilik anlamında çok önemli bir diğer unsur.

Kimyasal gübre ve pestisit kullanımının bilinçli ve kontrollü yapılması, biyolojik mücadele yöntemlerine ağırlık verilmesi gerekmekte…

Ve tabi çiftçiye, üreticiye tam destek...

Küçük ve orta ölçekli çiftçilerin sürdürülebilir tarım teknikleri konusunda bilinçlendirilmesi ve teşvik edilmesi kritik önem taşıyor.

Türkiye, sahip olduğu tarım potansiyeline rağmen birçok yapısal sorunla mücadele etmekte…

Talebe göre üretim yerine rastgele üretim yapılması, dönemsel bolluk ve kıtlık krizlerine yol açıyor.

Bunun doğru dengelenmesi üretim anlamında ki planlama eksikliğini de ortadan kaldırabilir.

Selanik’te yaşanılan traktör eyleminin ana sebebi çiftçinin yüksek maliyet artışlarına olan tepkisi elbette ki üretimi sağlıklı şartlarda yapılmamasının da ana sorunu.

Gübre, mazot ve enerji fiyatlarındaki artış, çiftçinin üretim maliyetlerini artırırken kazancını düşürmekte…

Artan nüfus ve buna bağlı kentsel dönüşümden ziyade plansız kentleşme ve tarım arazilerin yapılaşma içerinde yok olması.

Ne yazık ki Kentsel dönüşüm ve sanayileşme nedeniyle verimli tarım alanları da yok olmaya devam ediyor.

Böyle uzun bir sıralama devam ediyor tarımın doğru uygulanmasında önündeki ana etkenler olarak...

Bu sorunları aşmak için devletin tarım politikalarını uzun vadeli bir plan çerçevesinde ele alması ve tarımsal üretimi stratejik bir sektör olarak görmesi gerekiyor.

Tarımda sürdürülebilirliği sağlamak için çiftçilere teşviklerin sunulması, modern sulama sistemleri yaygınlaştırılması ve üretim planlaması yapılması vs olması gerekenlerin birkaç başlığı sadece.

Bir de son yıllarda insanlığın önüne geçen hemen her sektörün yeni partneri teknoloji var elbette.

Teknoloji tarımı nasıl dönüştürüyor peki?

Bugün yapay zeka, büyük veri ve nesnelerin interneti gibi teknolojiler tarımı daha verimli hale getiriyor.

Bitkilerin su ve besin ihtiyacını doğru zamanda akıllı sensörler ve veri analitiği ile artık tespit edebiliyor.

Dron ve uydu görüntüle e sistemleri ile tarlalarda ki hastalıklar erkenden belirlenerek önlemleri alınabiliyor.

Ve bana göre de en önemlisi dikey tarım uygulaması ile topraksız tarım ile daha az su kullanımı yapılarak daha fazla üretim sağlanıyor.

Tarımsal geleceği güvence altına almak için bu teknolojilere yatırımı daha fazla yapmak, çiftçiyi bu teknolojik dönüşüme entegre etmek öncelikli olması açısından ayrı bir önem taşımakta…

Evet yazının ana sonuca da gelirsek:

Tarım bir ülkenin kaderini belirleyebilir. Kendi gıda ihtiyacını karşılayamayan ülkeler, dışa bağımlı hale gelerek ekonomik ve politik istikrarsızlıklarla karşı karşıya kalır.

Türkiye, sahip olduğu tarımsal zenginliği koruyarak ve sürdürülebilir yöntemleri benimseyerek küresel gıda krizlerine karşı güçlü bir konumda olabilir.

Ancak bunun için bilinçli politikalar, doğru teşvikler ve modern teknolojinin kullanılması şarttır.

Daha az tarım arazilerine sahip olan ama bizden fazlasıyla tarımda önde olan, tarımı doğru uygulayan, toprağın bereketini toprağı doğru kullanarak verime hazırlayan bi sürü ülke örneği var.

Biz neden tarıma, toprağın bereketine bir şans, doğru şansı vermekte bu kadar gerilerdeyiz o zaman?

Yazının başına döndürüyor bu soru öyle değil mi?

Maalesef evet…

Toprağın bereketine, cemrelerin düşmeye başladığı, baharın göz kırptığı şu günlerde daha sıkı inanmak ve bağlanmak gerekmiyor mu sizce de?…