Beyaz bayrakla siyah bayrak arasına sıkıştık mı?
Avni Özgürel
Tüm Yazıları
Ortadoğu tablosuna bırakın detaylı bakmayı kabaca bakan her insanın zihninde oluşacak hüküm bence aynı: ' Bu iş bitmiş..'
Hamas’ın savaş kabiliyetinin yarısını, Hizbullah’ın karar masasında görevli kadronun neredeyse tamamını kaybettiği ortamda, İran, İsrail’le savaşmanın, ABD’yle savaşmayı göze almak olduğu gerçeği önüne konulduğunda, kendine geri çekilmekten başka yol kalmadığını görünce Tahran’da ayakların frene gittiğine bakıp şaşırana, öfkelenene ne demek lazım bilmiyorum..
Olan biten ne varsa TV kanallarında temcid pilavı misali tekrar tekrar dökülüp saçıldığı için karalanmadık bir şey kalmadı. Dolayısıyla Beyrut bombardımanı başta olmak üzere İsrail kabinesinde yapılan görüşmelerin ayrıntısı, Benyamin Netenyahu’nun BM toplantısı için gittiği Newyork’ta yaptığı telefon konuşmaları, Nasrullah operasyonu için kime/ kimlere nasıl emir verdiği dahil, şurası söylenmedi diyebileceğim fazla bir şey kalmadığı için kısmen boşta kalan sahada kalem oynatmak istiyorum..
Özellikle Netenyahu’nun BM kürsüsünden yaptığı konuşmada niyetini nezaketle perdelemeye gerek görmeden gayet açık, net ve pervasızca ‘ Ortadoğu’da ulaşamayacağımız yer yok, İran’da elimizi uzatamayacağımız hiçbir köşe yok..Barış için önümüzde Arap dostlarınızla yaptığımız İbrahim Anlaşmaları’nı sürdürmekten başka bir çıkış yolu yok..’ cümlelerini işittikten; Tahran’da Ayetullah Ali Hamaney’in ‘ resmi ikametinden ‘ güvenli’ olduğu sanılan’ mekana nakledildiğini işittikten sonra..
Ne yapmalı?
Geldiğimiz noktada, kabul etmeliyiz ki, Filistin Davası için gerçek manada savaşan halk Filistinliler.. Bu halkın geçmişinde mücadelenin, direnişin şahikasının var olduğunu kabul etmek zorundayız.. Yaşı yetişsin, yetişmesin hakkında fazla bir şey bilmese de herkesin zihninde yer etmiş bir lideri var bu davanın Yaser Arafat.. Ve onun adı çevresine sarabileceğimiz onlarca isim, yüzlerce eylem.. Geçenlerde ‘ Vatansız Filistinli kitabını elime aldığımda andığım Ebu İyad; keza ‘ Kara Eylül ‘ örgütünün kurucusu Ebu Nidal, Halil el Vezir, seksenlerinde Ürdün’de hayatını sürdüren El Fetih’in Che Guevara’sı Leyla Halid… Onlarca mücahit.. Ellerinde silahla açtılar yollarını ama siyaset masasında da ‘ Filistin Davası’nı savundular. Arap, İslam dünyasında ayrık otu gibi görüldükleri, eleştirilip yerden yere vuruldukları da oldu; kahraman katına çıkartılıp baş tacı edildikleri de..
Ancak bugünün aynasından görünen şu ki, o mücadeleyi Hamas dışında aynı aşkla sürdüren çıkmadı. O nedenle önümüzdeki yolun işaret ettiği yeni süreç bu..Yani günümüz dünyasında kıtalara yayılmış, aralarındaki zincir kopmuş olsa da kanayan toprakla gönül bağları süren Filistinliler’i şehitlerin yolunda biraraya getirecek lider eksik.. O da çıkar zahir… Bugün; olmazsa yarın..