Turizmde sessiz devrim, helal turizm
Son yıllarda mesleğimin gereğinden ziyade, naçizane merakım mı desem, özellikle Suudi Arabistan'ın turizmdeki gelecek planları üzerine çok fazla yazı okuyup araştırma halindeyim halen.
Hemen yanı başında olan Dubai örneği var; Dubai, turizmde hayallerin alamadığı bir tatil cenneti haline geldi. Hâlen de hız kesmeden yeni yatırım yollarıyla, dünyada turizmde en önemli lokasyon noktasında kendisini sabitlemek için şaşırtıcı projelerini hayata geçirmeye devam ediyor.
Suudi Arabistan’da da inanılmaz turizm yatırımları yükseliyor.
Bu yolun başında helal sertifikalı cruise seyahatini hayata geçirdiklerini duyduğumda çok daha merak etmiştim.
Yaz ortasında; Türkiye’de 2022’de İstanbul’da kurulan ve kısa sürede Dubai merkezli yatırımcıların da ilgisini çeken sektörün güçlü kuruluşu Salam Booking’in AROYA ile başlattıkları helal sertifikalı cruise yolculuklarını deneyimleme fırsatımız oldu. Geçen hafta Salaam Booking’in organizasyonu ile yerinde deneyimleme yapabildik AROYA’da. Helal turizm sertifikalı turizmi…
Salaam Booking, Suudi Arabistan ile partnerliğinde muhafazakâr kitlelere farklı tur alternatifleri sunuyor.
Salaam Booking kurucu ortağı Havva Elif Kahraman ve AROYA ekibi ile beraber Cidde Limanı’ndan gemiye binerek 3 gün boyunca AROYA Cruise’u, helal sertifikalı dünyanın ilk cruise seyahatini deneyimledik. İlk göze çarpan kuşkusuz sadelik ve lüksü birleştiren muhteşem bir yolculuktu…
2025 yılı için tahminlerin üzerinde bir ziyaretçi rakamına ulaştıklarını belirten Havva Elif Kahraman, 2026’da helal turizm pazarının yükseliş eğilimlerinde rekor beklenti içinde olduklarını belirtiyor.
Suudi Arabistan, turizmde çok fazla değil birkaç sene içinde inanılmaz bir değişimle çıkacak turizm arenasına.
Şimdiden 2026 erken rezervasyonunun tamamlanmak üzere olduğunu, taleplerin çok fazla olduğunu belirtti Havva Elif Kahraman.
Bilindiği gibi helal turizmi son yıllarda küresel turizmin en hızlı büyüyen alanlarından biri haline geldi.
Müslüman nüfusun tatil talebini; artan gelir seviyesi, güvenlik ve kültürel hassasiyetlere yönelik beklentilerin güçlenmesi, helal turizmini hem ekonomik hem de stratejik bir fırsat olarak konumlandırıyor.
Bugün pazarın büyüklüğünün 300 milyar doların üzerinde olduğu, 2030’a kadar ise 500 milyar doları aşacağı öngörülüyor.
Bu tablo, helal turizmin artık niş bir segment olmaktan çıkıp küresel turizmde yeni bir büyüme motoru haline geldiğini gösteriyor.
Turizm ürünlerinin çeşitlenmesiyle birlikte helal turizmi, yalnızca otel ve restoran sertifikasyonundan ibaret olmaktan uzaklaşmış durumda.
Son dönemde özellikle sertifikalı yeni turizm modelleri dikkat çekiyor.
Bu dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri ise Suudi Arabistan’ın başlattığı helal sertifikalı gemi turu projesi; AROYA Cruises tarafından hayata geçirilen bu girişim, dünyada ilk helal sertifikalı cruise modeli olarak öne çıkıyor.
Hem Kızıldeniz hem de Ege rotasını kapsayan bu konsept, Müslüman turistlerin yüksek harcama potansiyelini odak alan yeni bir ekonomik alan yaratıyor.
Cruise sektörünün yıllık 50 milyar doların üzerindeki hacmi düşünüldüğünde, bu tarz ürünlerin pazara sunulması, gelecekte diğer ülkelerin de benzer yatırımlara yönelmesine zemin hazırlıyor.
Helal turist profili ekonomik açıdan oldukça güçlü.
Ortalama turistlere göre daha uzun konaklama süresi, aile yapısıyla seyahat etme eğilimi, gastronomi, sağlık ve alışveriş harcamalarında daha yüksek bütçeler ayırmaları, bu segmenti turizm ekonomileri için yüksek katma değerli bir alan haline getiriyor.
Dolayısıyla helal turizmi yalnızca bir inanç temelli tercih değil, sürdürülebilir ve istikrarlı gelir sağlayan yeni bir turizm modeli olarak değerlendiriliyor.
Bu gelişmeler içinde Türkiye, sahip olduğu doğal avantajlar ve turizm tecrübesi sayesinde öne çıkan ülkelerden biri.
Antalya’dan İstanbul’a, farklı şehirlerde helal dostu otellerin artması, gastronomi kültürünün doğal olarak helal standartlarına uygun olması ve sağlık turizmiyle helal turizmin birleşerek bütüncül paketler oluşturması Türkiye’nin en büyük artıları arasında yer alıyor.
Buna karşın Türkiye’nin uluslararası geçerliliği yüksek bir helal turizm sertifikasyon sistemini güçlendirmesi, dijital pazarlamada daha hedefli stratejiler oluşturması ve Körfez ülkeleriyle ortak projeleri çeşitlendirmesi gerekiyor.
Türkiye bu potansiyeli doğru konumlandırdığı takdirde, 2030’lu yıllarda helal turizmde dünya liderleri arasında yer alabilecek önemli bir ülke konumuna gelebilir.
Helal turizmin yükselişi yalnızca Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerde değil; Asya-Pasifik’ten Avrupa’ya kadar çok geniş bir coğrafyada stratejik bir konu haline geldi.
Tayland’ın helal mutfak ve sağlık turizmine yaptığı yatırımlar, Japonya’nın Müslüman turistlere yönelik gastronomi ve ulaşım hizmetlerini ulusal turizm planına eklemesi, Güney Kore’nin helal restoran zincirlerini yaygınlaştırması, Malezya ve Endonezya’nın ise küresel destinasyon endekslerinde liderliği koruması bu dönüşümün güçlü göstergeleri arasında.
Körfez ülkeleri ise lüks helal turizm konseptlerini genişleterek bölgeyi yeni bir çekim merkezi haline getiriyor.
Tüm bu gelişmeler, helal turizmin artık sadece kültürel bir ihtiyaç değil, küresel ölçekte yeni bir ekonomik ekosistem oluşturduğunu gösteriyor.
Suudi Arabistan’ın helal cruise adımı bu ekosistemin sembollerinden biri olurken, Türkiye de sahip olduğu potansiyeli doğru stratejilerle desteklediğinde, bu yeni dönemin hem aktörü hem de merkezlerinden biri olmaya aday. Turizmde yeni hikâyenin adı helal turizmi; ve bu hikâyeyi kim doğru okur ve erken konumlanırsa önümüzdeki on yılın kazananı da o olacak.
Kesin kanaatim tam da bu yönde; dünyada turizm tercihleri bu yönde hızla kabul değiştiriyor.
Zaten görünenler fazlasıyla ortada, öyle değil mi?