Tam ortasında

Tülin Yalman 04 Tem 2025

Tülin Yalman
Tüm Yazıları
Deniz, kum, güneş… Yaz ayını işte özetleyen 3 kelime aslında değil mi? Ama açılımına girmeye kalktığımızda içinden çıkılmayacak kadar uzun yazılar sayfaları doldurur gider.

Evet ülkemiz bir turizm ülkesi, barındırdığı değerlerin hepsine sahip olan dünyada nadir ülkeler vardır öyle de.

Ama bir o kadar da kendi değerlerine sahip çıkmanın ötesinde koruma noktasında yeteneksiziz kabul edelim.

Sezon başlıyor, başlayacak, başladı, şöyle doluluk olacak böyle rekorlar kırılacak konuşmaları da yapıldı her sezon başında hedefler açıklandı, ilgili merciler tarafından vs…

İşte tam da ortasındayız sezonun aslında.

Peki şu an geldiğimiz durum ne?

Temmuz ayı başladı, sınavların bittiği, okulların kapandığı, herkesin elde valiz beklediği tatil dönemi sezonun en kıymetli ayındayız,

Peki gelen haberler neden kötü o zaman?

Bodrum boş, Çeşme boş, Adrasan boş vs...

Her kesimin gidebildiği birkaç turizm bölgesi bakın bunlar. Burası önemli…

Neden peki?

İşletmeler empati yapabilse keşke bu boş geçirdikleri sezonda, yüksek ötesi rakamlar ile ellerini ovuşturdukları günleri bir kenara koysalar, nerede hata yaptıklarına bir baksalar keşke...

Yaz sezonu beklenen hareketlilikte değil özetle.

Otellerde doluluk oranları yüzde 5 gerilemiş durumda.

Konaklama süreleri de yüzde 10 kısalmışken sezonun sonu bu gidişatla ne olur tahminlere girmeyelim şimdiden.

Sektörün yöneticilerine göre Türkiye alternatifsiz destinasyon olmaktan çoktan çıktı.

Yapılan indirimler bile yeterli gelmiyor talebi artırmak için.

Mayıs ayı turist girişleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 azalmış durumda ki bu rakamla 5,6 milyon insan demek!

Birçok bölgede istedikleri fiyatları uygulayamayan işletmeciler maliyet baskısıyla karşı karşıya gelmiş durumda.

Sektör yöneticileri stratejik adım atılmaması durumunda 2026 sezonunun endişesini yaşamaya başladı bile şu günlerde.

İspanya, Fransa özellikle paralı turistlerin yöneldiği ülkelerin başında geliyor.

Personeli maliyetleri de bir diğer etkin kalem aslında.

Şöyle ki yüzde 50 artan bir maliyet var ortada personel için.

Antalya’nın halen umudu var.

Bölgenin beklentisi temmuz – ağustosta 2 milyon turist.

Bu rakamların altına düşmemek için çalışıyor bölge turizmcileri.

Ülkenin etrafında ki İsrail- İran savaşı da diğer bir olumsuz etken oldu geçtiğimiz ay.

Temmuz bölgelerde ön rezervasyon da bekleyen hareketlilik olmaması hayal kırıklığı ile başlasa da umutlar yüksek.

Çok güçlü bir ekonomi turizm ve lokomotife etkenler sımsıkı bağlı birbirine…

Ve çok doğru bir tespit; jeopolitik riskler, ekonomide ki yüksek fiyat artışları ve belirsizlikler tatil kararlarında doğrudan etkileyen ana etkenlerin de başında yer alıyor.

Hemen yanımız Yunanistan, Bulgaristan özellikle yaz aylarında turizm de ciddi rakamlara ulaşırken dönüp ne varmış diye bakıldığında ekonomik dengelerle turizmin ana kurtuluş kalemlerinin başında korunaklı yer aldığını görüyoruz.

Ne denirse desin ortada Türkiye pahalı ülke imajı oluşturuldu turizmde.

Geçen sene bunu Ege ve Akdeniz’deki işletmeler zaten yaşadı,

Hem yerli turist hem yabancı turist için.

Ve bu mesele bu imaj hızla çözüme gidilmezse kayıplar çok daha fazla olabilir.

Sıcak günlerin kıymeti fazlayla bilinmeli sezon değerlendirmesine geçmeden…

Teyide muhtaç konuşmaları bir kenara koysak da çok önemli ekonomimiz için…

Sektörün tüm yöneticileri, işletmecileri ülkemiz için çok önemli turizm…

————

Her ay başında beklenilen enflasyon rakamları dün TÜİK tarafından açıklandı.

Haziran ayında tüketici fiyatları gerileyerek 3,5 yılın en düşük enflasyon rakamlarına ulaştı açıklamasını yaptı değerlendirme olarak Ticaret Bakanı Ömer Bolat.

Açıklanan veriler doğrultusunda da beklenilen memur ve emekli zam oranlarında belli oldu.

Yapılacak zam oranlarına bakıldığında bir yer de bir yanlış var geliyor akıllara zira ortalık ekonomi için yangın yeri iken de üstelik.

Yangın demişken de günlerdir ciğerlerimize ateş düştü.

Güzelim ülkemizin ormanları alevlere teslim oldu

Binlerce dekar alan ağaçlar ve içinde yaşayan binlerce canlar, evler yok oluyor alevlerin içerisinde.

Kameraların karşısına bölge yöneticilerini iş yelekleri ile biz çalışıyoruz imajı verdikleri görüntüleri görmek istenmiyor.

İstenilen daha fazla tedbir daha fazla yangınla mücadele söndürme helikopterleri, daha fazla ekipman, teknolojinin daha fazlası ile bu afetlerde kullanılırlığı...

Siyaset bir kenara itilmeli böylesi doğal afetlerde.

Hafta biterken haftanın acı bilançosu tam da önümüzde işte.

Maalesef ciğerleri, doğanın akciğerleri yanıyor güzel ülkemiz de günlerdir.