Dünya Kaynak: Sputnik 10.12.2025 08:51

İsrail'den silah alan Yunanistan Ege'yi kuşatıyor

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias geçtiğimiz günlerde "Ege'yi füzelerle kilitleyeceğiz" açıklaması yapmış Ankara ise bu çıkışı 'gerçeklikten uzak' şeklinde tanımlamıştı. Milli Savunma Bakanlığı da Türkiye'ye yöneltilecek her tehdidin bertaraf edileceğini vurguladı. Peki Dendias'ın çıkışı ne anlama geliyor?
İsrail'den silah alan Yunanistan Ege'yi kuşatıyor

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Türkiye’yi hedef alarak Ege Denizi’ndeki savunma doktrininde köklü bir değişikliğe gideceklerini belirtmiş, “Ege’yi füzeler ile kilitleyeceğiz” demişti. Türkiye ise bu çıkışı “gerçeklikten uzak ve tansiyonu tırmandırmaya yönelik” sözler olarak değerlendirerek, bölgedeki barış ve istikrarın Ankara için vazgeçilmez bir öncelik olduğunu hatırlattı. Bunun üzerine Milli Savunma Bakanlığı ise Türkiye’ye yönelik herhangi bir tehdidin bertaraf edileceğini belirtti. Peki Dendias’ın bu çıkışı ne anlama geliyor? İki ülke liderleri arasında son dönemde kurulan diyalog süreci bu söylemlerden nasıl etkilenir? Türkiye hangi adımları atabilir?

‘Dendias kahramanlık manzumeleri yazıyor kendine göre’

Emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias’ın sözleri hakkında şunları söyledi:

“Dendias'ın açıklamaları tabi hangi ortamda ve kimi tatmin etmek için yapılmış onun tabi bakılması daha sağlıklı sonuca götürür bizi. Normalde Nikos Dendias Dışişleri Bakanı iken de aşırı bir dil kullanırdı. Şimdi Savunma Bakanı oldu kahramanlık manzumeleri yazıyor kendine göre. Bir yandan Türkiye ile güven artırıcı önlemler görüşmeleri yapıyorlar. Bir yandan zirve toplantıları Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlar arasında yapılıyor. Bir yandan Türkiye bizim dostumuz mesajları vermeye çalışıyor. Bir yandan da en büyük düşmanımız, tehditimiz deniyor. Türkiye'den düşmanlık gördüklerine dair bir işaret yok aslında. Lozan dengesini bozan Türkiye değil. Yunan tarafı. Siz Lozan Barış Antlaşmasına göre bazı silahsızlandıracağınız adaları egemenliğe devralmışsınız ve adaları askerleştirmişsiniz, oraya birlikler koymuşsunuz ve Türkiye'ye saldırı yapacak nitelikli birlikler koymuşsunuz. Bu kendi içinde tutarlı değil. Dendias işbirliği ile açığız ama biz silahlanırız Türkiye'yi tehdit görüyoruz diyorsa bu da kendi içinde çelişkili.”

‘Türkiye ile silahlanma yarışını kazanamazlar’

Kutluk, Yunanistan’ın Türkiye ile silahlanma yarışını kazanamayacağını belirtti:

“Türkiye ile silahlanma yarışını kazanamazlar çünkü Türkiye etrafındaki diğer tehditler ve sınırlarından 1000-2000 km uzaktaki alandaki çıkarlarından dolayı silahlanıyor sadece Yunanistan için silahlanmıyor. Ama Yunanistan buna ben yetişmek istiyorum, yakalamak istiyorum derse o zaman ekonomik büyüklüklerine göre bunu yakalayamayacağı ortaya çıkar. Nüfuslarına göre de bunu yakalamasının çok anlamlı olmadığı ortaya çıkar. Coğrafi derinlikleri de aslında maceraya atılmamaları gerektiğini söyler. Çünkü askeri hareket coğrafi derinliklerle ilişkilidir. Aldıkları silahların şimdi Ege'de işe yaramayacağını, bunların açık denizde kullanılacağını ve Ege'nin korunmasını da adalara koyacakları füzelerle yapacaklarını ileri sürüyorlar. Adalara füze konması yapılmamış bir şey değil. Ege'de üç tane adalarında şu an biri Limni olmak üzere füzeleri var. Ama başka ilave füzeler de koyacaklarmış, koysunlar. Bu adaların askerleştirilmesiyle ilgili Lozan Antlaşmasının getirdiği ve Paris Antlaşması ile teyit edilmiş denklemi bozucu yöndedir.”

‘Türkiye, Yunanistan'la yaptığı işleri Lozan çerçevesinde ele almaya çalışıyor’

Emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, Türkiye’nin Yunanistan ile yaptığı işleri Lozan çerçevesinde ele aldığını aktardı:

“Bu konuda da Türkiye'nin Yunanistan'a karşı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde yapmış olduğu ‘Ne yapıyorsunuz siz?’ diye bir hesap sorucu yönergesi var bundan 2-3 yıl önce Türkiye'nin başvurusuyla oluşturulmuş olan henüz Yunanistan ona ciddi bir cevap, anlamlı, inandırıcı bir cevap verebilmiş değil. Yani Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'ne göre Yunanistan'la Ege'de barışı bozucu adımlar içerisinde bulunuyor. Barışı bozanlara karşı Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın yasaklayıcı hükümleri devreye giriyor. Türkiye, Yunanistan'la yaptığı işleri Lozan çerçevesinde ele almaya çalışıyor. Lozan'ın denkleminin bozulmasına da izin vermeyecek kararlı bir pozisyon içerisinde bulunuyor. Bugüne ait bir şey mi? Değil, 1973'ten beri bu böyle. Yani 52 yıldır devam eden bir Türkiye'nin Ege politikası var. Ege'de karasuları Lozan Antlaşmasında 3 deniz miliyle sınırlandırılmış ve 3 milin içindeki adalar Türkiye'ye bırakılmıştı. Bunun ötesindeki bir karasuları Yunanistan aklından geçiriyorsa bir bu Lozan'a aykırı olur, iki o zaman arttırılacak karasuları miktarı kadar o sınırlar içerisindeki adaların da Türkiye'ye devredilmesinin Yunanistan'ın hazır olması icap eder. Yunanistan'a 23 ada askersizleştirilmiş olmak kaydıyla egemenliklere devredilmişti. Yunanistan bunların 16 tanesini askerleştirdi ve Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üzerinden sorduğu suallere de cevap veremiyor.”

“Yunanistan kendisini Türkiye'ye karşı savunmak için bu adaları silahlandırdığını ileri sürüyorsa da Türkiye'den bir tehdit görmediğine göre ve bu adaların egemenlikleri askersizleştirilmiş elde tutulmalarına dayalı olarak Yunanistan'a bırakıldığına göre buna aksine hareket etmek bu adalanın egemenliklerinin Yunanistan'dan alınması sonucunu doğuracaktır. Yunanistan bu riskin farkında olarak adım atmak zorundadır. Ancak iş çatışmalı bir ortama gelirse, iki tarafın hayati çıkarları birbiriyle sürtüşür ve mecbur kalırlarsa Türkiye bu çatışmada bu adaların füzelerinin var olup olmadığını harekatında dikkate alır ve onları da Yunanistan’ın elinden alacak adımları atar, bunlar askeri olarak mümkündür.”