Dünya Kaynak: BBC 10.12.2025 11:10 Güncelleme: 10.12.2025 19:20

"Güvenliğin garanti edilmesi halinde seçimlere hazırız"

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kiev'in seçimlerden kaçınmak için "savaşı kullandığı" iddialarını yinelemesi üzerine, ülkesinin "seçimlere hazır olduğunu" söyledi.
"Güvenliğin garanti edilmesi halinde seçimlere hazırız"

Zelenskiy'nin beş yıllık görev süresi Mayıs 2024'te doldu ancak Rusya'nın işgalinin ardından ilan edilen sıkıyönetim kapsamında seçimler askıya alınmıştı.

Trump'ın Politico dergisine verdiği röportajın ardından gazetecilere konuşan Zelenskiy, yasa değişikliğine gitmek için hazırlık yapılmasını isteyeceğini söyledi.

ABD ve diğer müttefiklerinin yardımıyla oylama için güvenliğin sağlanması halinde seçimlerin önümüzdeki 60 ila 90 gün içinde yapılabileceğini kaydetti.

Gazetecilere verdiği demeçte, "Açıkça söylüyorum, ABD'den, Avrupalı mevkidaşlarımızla birlikte de olabilir, seçimlerin güvenliğini sağlamak için bana yardım etmesini istiyorum" dedi.

"Ukrayna'daki seçimler her şeyden önce halkımıza bağlı ve bu Ukrayna halkının meselesi, müttefiklerimize saygısızlık etmek istemem ama başka ülkelerin halklarının meselesi değil" dedi.

Zelenskiy, "iktidara yapıştığı için savaşın bitmediği" söylemleri hakkında, "Bu tamamen mantıksız bir söylem" dedi.

Ukrayna Cumhurbaşkanı 2019'daki seçimleri %73'ün üzerinde oyla kazandı.

Seçimlere ilişkin tartışmalar, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgalinden bu yana gündeme geliyor.

Rusya sürekli olarak Zelenskiy'yi "gayrimeşru bir lider" olarak nitelendiriyor ve ateşkes anlaşmasının bir koşulu olarak ülkede seçimlere gidilmesini talep ediyor.

Bu talep, Trump tarafından da zaman zaman dile getiriliyor.

Trump: 'Ukrayna seçimlere gitmeli'

ABD Başkanı Trump 9 Aralık Salı günü yayımlanan röportajında, "Ukrayna seçimlere gitmeli" demişti.

Politico dergisine konuşan ABD Başkanı, Kiev'i seçimlerden kaçınmak için "savaşı kullanmakla" suçlamıştı.

Trump, "Bence seçimlere gitmek önemli. Savaşı, seçimlere gitmemek için kullanıyorlar, ama Ukrayna halkının bu seçeneğinin olması gerektiğini düşünüyorum" demişti.

Zelenskiy revize edilmiş planı ABD ile paylaşacak

Bir yandan ABD'nin Rusya ile barış anlaşması imzalanması yönündeki baskısı altında olan Zelenskiy, Trump'ın sunduğu planı Avrupalı müttefikleriyle revize ediyor.

Zelenskiy, Rusya'nın toprak talebini reddediyordu ve daha fazla güvenlik garantileri istiyordu.

Yeni planın ABD'ye sunulması bekleniyor.

d298eb20-d44e-11f0-9fb5-5f3a3703a365.jpg

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Zelenskiy ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (soldan sağa)

Revize kararı, Zelenskiy'nin Londra'da ve Brüksel'de Avrupalı müttefikleriyle görüşmelerini izliyor.

Zelenskiy, 8 Aralık'ta İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile biraraya geldi.

Ukrayna'nın başlıca Avrupalı müttefikleri, Trump yönetiminin barış için yaptığı baskıların Rusya'ya çok fazla taviz verme riski taşıdığı uyarısını yapıyor.

Ukrayna ile Avrupa'nın güvenlik endişelerini yeterince dikkate almadığı konusunda eleştiriler dile getiriyor.

İngiltere Başbakanı Starmer, yapılacak herhangi bir anlaşmanın Ukrayna için "keskin hatlara sahip" güvenlik garantilerini içermesi gerektiğini söyledi.

Macron müzakerelerde Ukrayna'nın müttefiklerinin "ellerinde birçok koz" bulunduğunu belirtirken, Merz "ABD'den gelen belgelerde gördüğü bazı ayrıntılara" dair şüphelerini dile getirdi.

Zelenskiy, daha sonra Brüksel'de NATO yetkilileri ile buluştu.

Geçtiğimiz hafta Ukraynalı yetkililer, Florida'da ABD'nin müzakere heyetiyle üç gün geçirdi. Bu müzakerede, Rusya'nın lehine olmakla eleştirilen barış planında bazı değişiklikler istendi.

Pazartesi günü Londra'da yapılan toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zelenskiy, Kasım ayında önerilen anlaşmanın ilk taslağındaki "Ukrayna karşıtı noktaların" çıkarıldığını söyledi.

Zelenskiy, işgal altındaki topraklar konusunda bazı önemli endişeler olduğunu ve "henüz bir uzlaşmaya varılamadığını" doğruladı.

ABD, Ukrayna'nın Rusya'nın tam olarak ele geçiremediği bölgeler de dahil doğudaki tüm bölgelerden tüm güçlerini çekmesini öneriyor.

Buna karşılık ABD, Rusya'nın diğer bölgelerden çekileceğini ve çatışmaların durdurulacağını savunuyor.

Zelenskiy Londra'da, Rusya'nın gelecekte bir saldırı düzenleme olasılığına karşı güvenlik garantileri konusunun da henüz çözülmediğini söyledi.

90d23e00-d438-11f0-a892-01d657345866.jpg

İngiltere Başbakanı Keir Starmer Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy'i başbakanlık konutu önünde karşıladı.

Analiz: Avrupa ince bir ip üstünde yürüyor

Rusya'nın bir barış anlaşması kapsamında Ukrayna toprakları verilerek "ödüllendirilmesi" durumunda, gelecekte diğer Avrupa ülkelerine saldırmak için cesaretlenebileceği endişesi var.

Peki Londra'daki görüşmeler barış müzakerelerinde anlamlı bir fark yaratacak mı?

Avrupa'nın tartışmasız en etkili ülkelerinin Downing Caddesi'nde Volodimir Zelenskiy ile omuz omuza durduğu görüntü tek bir hikaye anlatıyor.

Ancak konu Washington'a gelince, Avrupalı liderler ince bir ip üstünde yürüyor.

ABD, Cuma günü yayınladığı Ulusal Güvenlik Stratejisi'nde, Ukrayna konusunda Avrupalıları suçlayarak, savaşın nasıl biteceği konusunda "gerçekçi olmayan beklentilere" sahip olmakla suçladı.

Belge hakkında kamuoyuna açıklama yapmamış olsalar da Avrupalı liderler, Donald Trump'ın Ukrayna'da hızlı bir çözüm bulmak ve dikkatini başka yere çevirmek istediğinden korkuyor.

Ancak hızlı bir çözümün uzun süreli bir barış anlamına gelmeyeceğinden endişeleniyorlar: Rusya'nın Ukrayna ve Avrupa'daki saldırganlığının yalnızca geçici olarak durması anlamına gelecek.

Avrupa ve ABD'nin Moskova'ya yönelik yaklaşımlarındaki farklılıklar göze çarpıyor.

Avrupalılar (özellikle Rusya sınırındaki ülkeler) Moskova'yı istikrarsızlaştırıcı bir tehdit olarak görürken, Trump yönetimi Ulusal Güvenlik Stratejisi'nde Rusya ile "stratejik istikrar" inşa etmenin önemini vurguladı ve Avrupa'nın bir müttefik olarak uzun vadeli güvenilirliğini sorguladı.

Avrupa liderleri, Ukrayna'nın egemenliği ve kıtanın istikrarı için mücadele ederken, ABD başkanını daha fazla yabancılaştırmaktan kaçınmaya çalışıyor.

Bu bıçak sırtında bir denge.

Trump'ın sunduğu plan

Washington, Kasım ayında Kiev'e 28 maddelik bir plan sunmuştu.

Basına yansıyan haberlere göre planın son hali şöyle:

- Ukrayna ordusu 800 bin personelle sınırlandırılacak. İlk teklifte bu 600 bindi.

- Ukrayna NATO ülkelerinin tamamı onay verirse üye olabilecek. Şu anda tüm ülkeler bunu desteklemiyor. Planın ilk halinde Kiev için NATO üyeliği bir seçenek olmaktan çıkarılacaktı.

- NATO Ukrayna'da "kalıcı" asker bulundurmayacak. İlk taslakta Ukrayna'da hiçbir NATO askeri bulunamayacağı yer alıyordu.

- ABD, Rusya'nın saldırı ihtimaline karşı NATO'nun 5. maddesine benzer bir güvenceyi Ukrayna'ya verebilecek. Bu, Ukrayna'ya yapılan saldırıların tüm NATO'ya yapılmış kabul edileceği anlamına geliyor. İlk taslakta böyle bir güvence yoktu.

- Ukrayna kaybettiği toprakları askeri yollarla almamayı vadedecek. Bunun yerine müzakerelerle geri almayı deneyecek. İlk taslakta Kırım, Luhansk ve Donetsk bölgelerinin "defakto Rus toprağı" olarak kabul edilmesi yer alıyordu.

- Ukrayna topraklarının yaklaşık beşte birini kontrol eden ve ilerlemeye devam eden Rus güçleri, kış yaklaşırken Ukrayna'nın enerji altyapısına sık sık saldırılar düzenliyor.

Kremlin 2022 yılında Ukrayna'nın dört bölgesini (Donetsk, Lugansk, Zaporijya ve Herson) tam kontrole sahip olmamasına rağmen ilhak etti.

Rusya ayrıca 2014 yılında Kırım yarımadasını Ukrayna'dan ilhak etti.

Lacivert takım elbise ve kırmızı kravatlı ABD Başkanı Donald Trump sağda, siyah takım elbise ve bordo kravatlı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise solda. Mavi bir arka plan önünde birbirlerine bakıyorlar.

8306ca20-d104-11f0-9fb5-5f3a3703a365.jpg

ABD Başkanı Donald Trump, Ağustos ayında Alaska'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile biraraya geldi. Trump, Moskova'daki son görüşmelere ABD elçisi Steve Witkoff'u gönderdi.

Trump'ın Ukrayna'da denge siyaseti: 'ABD kendi çıkarına çalışıyor'

Peki, Ukrayna'nın işgalinden dört yıl sonra Amerikan başkanı, Moskova ve Kiev'in talepleriyle, barış anlaşmasına varılması arzusu arasında nasıl bir denge kurmaya çalışıyor?

BBC'ye konuşan İngiliz düşünce kuruluşu Chatham House'un Rusya ve Avrasya programından Keir Giles sebepleri "net olmasa da Trump tekrar tekrar Moskova'nın stratejik çıkarlarına uygun kararlar aldı" diyor.

Giles bunlar arasında ABD'nin ilkbahar aylarında Ukrayna'ya yardımı durdurmasını ve Trump'ın Beyaz Saray'daki her iki döneminde de ABD'nin asker sayısını azaltma planları duyurmasını sayıyor.

Ancak Trump'ın Temmuz'da Moskova'nın bir barış anlaşmasını kabul etmemesi halinde Ukrayna'ya yeni silahlar vermeyi taahhüt ettiğini ve Rus ihraç mallarını alanlara ambargo tehdidinde bulunduğunu da not etmek gerekiyor.

Giles şu anda teklif edilenin "bir barış planı olmadığına" ve Rusya'nın kendi taleplerini "bir dilek listesi değil de müzakerelerin temeli olarak teklife eklemekte "önemli bir ilerleme kaydettiğine" inanıyor.

BBC İzleme Servisi'nin Rusya Editörü Vitaliy Şevçenko da plandan sızan teyit edilmemiş bilgilerin Washington ve Moskova arasında kayda değer bir paralellik gösterdiğini söylüyor.

Geçtiğimiz günlerde Bloomberg News, 14 Ekim'de Witkoff ve Putin'in danışmanı Yuri Uşakov arasında geçtiği belirtilen bir telefon görüşmesinin zabıtlarını yayımladı. Görüşmede Witkoff, Rus danışmana Trump'a nasıl bir Ukrayna barış planı sunacağını anlatıyordu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Fox News kanalına yaptığı açıklamada ABD'nin Moskova'yla angaje olmaması fikrini "irrasyonel" bulduğunu belirtti ve "Rusya ve Ukrayna arasındaki bir savaşı Rusya ile görüşmeden sona erdiremezsiniz" diye de ekledi.

Rubio ayrıca, ABD'nin "savaş ne kadar sürerse sürsün Ukrayna'yı finanse etmesini beklemenin gerçekçi olmadığını" da vurguladı.

Royal United Services Institute (Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü) adlı düşünce kuruluşundan Emily Ferris ise ABD'nin bir tarafa destek vermediğini ve "kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini" söylüyor.

"Amerikalılar bu savaşı mümkün olduğunca çabuk sona erdirmek istiyor" diyen Ferris ayrıca savaşın "maliyetli ve uzun" olduğunu da vurguluyor.