Sanatçının aramızdan ayrılışının ikinci yıldönümünde ziyarete açılan bu özel mekân, Akakçe’nin hayal gücüne, üretim enerjisine ve dünyayı algılama biçimine açılan canlı alan olarak konumlanıyor. Atölyenin her köşesi, onun yaşamla kurduğu şiirsel ilişkiyi, gerçekliği yeniden inşa etme arzusunu ve sanatı bir varoluş biçimi olarak gören yaklaşımını yansıtıyor.
SM Sanat Yönetim Kurulu Başkanı Şengül Oğuz, atölyeyi şöyle anlatıyor: “Haluk, çağdaş sanatın dünyada tanınan en önemli isimlerinden biriydi. Onun yaşamına ve üretim sürecine tanıklık eden bu mekânı sanatseverlerle yeniden buluşturmak bizim için çok kıymetli. SM Sanat olarak, onun sanat mirasının geleceğe taşınmasına katkı sunmaktan gurur duyuyoruz. Haluk Akakçe Atelier yalnızca geçmişe bir saygı duruşu değil, aynı zamanda geleceğe uzanan bir sanat vizyonu sunuyor.”
Sanatçının Gerçekliğine Açılan Kapı: “No:33”
Haluk Akakçe Atelier, sanatçının 2019–2023 yılları arasında kendi elleriyle dönüştürdüğü özgün bir mekân. Akakçe, burada yalnızca eserlerini üretmekle kalmadı; merdivenleri, kapıları ve hatta eşyaları tamamen kişiselleştirerek kendi hayal dünyasını mekânın dokusuna işledi. Böylece No:33, sanatçının üretimlerine ev sahipliği yapan bir mekândan öte düşünme biçimini, duyarlılığını ve dünyayı algılayışını da somutlaştıran yaşayan bir enstalasyona dönüştü.
Burada görülen hiçbir detay tesadüf değil: Zemin dokularından objelerin yerleşimine, yeniden tasarladığı mobilyalardan kıyafetlere kadar her şey Akakçe’nin zihinsel dünyasının bir uzantısı. Her eser, her eşya ve her fırça darbesi, ziyaretçilere Akakçe’nin çocukluğunu kaybetmeyen merakını, oyunla iç içe üretim enerjisini ve kendi gerçekliğini yaratma tutkusunu duyumsatıyor.
Mekânın mimari düzeni ve estetik yapısı, Maison Française tarafından da ödüllendirilmiş; çağdaş tasarım ile sanatı bir araya getiren özgün bir örnek olarak değerlendirilmişti.