Koalisyon görüşmeleri, Eylül ayında yapılan parlamento seçimlerinden bu yana başarısızlıkla sonuçlanan bir dizi müzakerenin sonuncusu oldu.
Göçmen karşıtı platformu ve Avrupa Birliği'nin (AB) Ukrayna'yı desteklemesine ve Rusya'ya yönelik yaptırımlara karşı çıkan Herbert Kickl'in Özgürlük Partisi, oyların yaklaşık yüzde 29'unu alarak dönemin Başbakanı Karl Nehammer'in Halk Partisi'ni ikinci sıraya itmişti.
Ancak Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, Kickl'in partisi olmadan bir koalisyon bloğu kurma girişimlerinin başarısız olmasının ardından Özgürlük Partisi liderine Ocak ayına kadar bir koalisyon hükümeti kurma yetkisi vermedi.
Cumhurbaşkanı Van der Bellen, Çarşamba günü ulusal bir televizyon kanalında yaptığı konuşmada, Avusturya'nın içinde bulunduğu siyasi çıkmazdan kurtulmak için önünde dört seçenek olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı, en az üç ay sonra bir erken seçime gidilebileceğini ya da bir azınlık hükümetinin Avusturya'yı yönetebileceğini belirtti.
Bir diğer seçenek ise Avusturyalı siyasetçilerin çoğunluğa sahip bir koalisyon kurmak için yeniden görüşmelere başlaması. Cumhurbaşkanı, dördüncü seçeneğin ise geçici bir teknokrat hükümetinin Avusturya'yı yönetme görevini üstlenmesi olduğunu dile getirdi.
Van der Bellen, “mümkün olduğunca çabuk ve gerektiği kadar uzun bir süre için hangisinin başarılı olabileceğini” belirlemek üzere seçenekleri yakında siyasetçi arkadaşlarıyla tartışacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Van der Bellen ayrıca siyasi partilere müzakereler sırasında uzlaşma ruhu içinde hareket etmeleri çağrısında bulunarak, böyle bir durumun eksikliğini hissettiğini ifade etti.
Analistler aşırı sağcı ve muhafazakâr partilerin bir koalisyon kurabileceğini düşünüyordu ancak görüşmeler sırasında politika farklılıkları ve bakanlık atamaları gibi zorluklar ortaya çıktı.
Kickl, Cumhurbaşkanı'na yazdığı mektupta Özgürlük Partisi'nin parlamentoda çoğunluğu sağlayabileceği tek parti olan merkez sol Sosyal Demokratlarla müzakere etmenin bir anlamı olmadığını vurguladı.
Mektubunda “Bu adımı pişmanlık duymadan atmıyorum” diyen Kickl, “Avusturya'nın kaybedecek zamanı olmadığını” belirtti.
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avusturya hükümetinde aşırı sağcı bir parti yer almadı.
