Dünya Kaynak: BBC 16.11.2025 10:07

CIA'in Latin Amerika'daki gizli müdahalelerinin perde arkası

Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA'in Latin Amerika'daki ilk gizli operasyonlarından biri olan, Guatemala Devlet Başkanı Jacobo Arbenz'in 1954'te devrilmesindeki rolü sorulduğunda yıllarca bu yanıt verildi.
CIA'in Latin Amerika'daki gizli müdahalelerinin perde arkası

CIA 1997 yılında, "PB Fortune" ve "PSB Success" kod adlarıyla Guatemala'da yaptığı operasyonlara ilişkin belgelerin bir kısmının gizliliğini kaldırmıştı.

Ancak öyle görünüyor ki Donald Trump'ın ikinci döneminde, bir gizlilik perdesi de söz konusu olmayacak.

ABD Başkanı kısa bir süre önce, CIA'e Venezuela'da gizli operasyonlar yürütme yetkisi onayladığına ilişkin New York Times haberini doğruladı.

Bu, Washington'un "arka bahçem" dediği Latin Amerika'daki bazı bölgelerin kaderini kontrol etmek için gizli aldığı günleri anımsatıyor.

CIA, kurulduğu 1947'den bu yana, ABD'nin ulusal güvenliğiyle ilgili bilgileri toplayıp, analiz ediyor. Bunun yanında diğer ülkelerde tarihin akışını değiştiren gizli operasyonlar da yürüttü.

Soğuk Savaş sırasında sosyalizmin yayılmasını önlemek ve ABD'nin o dönemdeki en büyük rakibi olan eski Sovyetler Birliği ile uyumlu hükümetlerin yükselişini durdurmak için elinden geleni yaptı.

Latin Amerika, CIA'in en tartışmalı faaliyetlerine adres olan coğrafyalardan biri oldu.

Brezilya'daki Analiz ve Planlama Merkezi'nden araştırmacı Enrique Natalino BBC'ye yaptığı açıklamada, "Soğuk Savaş sırasında ABD dış politikası temelde bölgedeki komünizmi kontrol altına almaya odaklanmıştı" diyor.

CIA'in Latin Amerika'daki operasyonlarının tümünü listelemek mümkün değil, ancak bu olaylardan bazıları bugün belgeleriyle gün yüzüne çıktı.

ABD'de gizlilik içeren hükümet belgeleri, süreleri değişmekle birlikte, genellikle belirli bir süre sonra kamuya açıklanıyor.

CIA'in Özel Operasyonlar Merkezi'nin bazı yabancı siyasi grupları ve hükümetleri desteklediğini biliyoruz.

Kurumun Latin Amerika'daki en önemli gizli operasyonlarından bazılarını derledik.

Guatemala 1954

Mayıs 1997'de CIA, "Guatemala İstikrarsızlaştırma Programı" adını verdiği planla ilgili 1.400 sayfalık bir rapor yayınladı. Açıklanan belgeler yaklaşık 100 bin sayfalık doküman arasından seçildi.

Dönemin Guatemala lideri Jacobo Arbenz Guzmán, 1950'de ordunun ve Guatemala Komünist Partisi'nin de içinde olduğu sol partilerin desteğiyle iktidara gelmişti.

Toprak reformunu merkeze alan ilerici ve reformist bir program yürütüyordu.

Bu plan yüzünden American United Fruit Company ile (Amerikan Birleşik Meyve Şirketi) karşı karşıya geldi.

cia-1

Guatemala Devlet Başkanı Jacobo Arbenz (soldan ikinci), gizli bir CIA operasyonunun hedefi oldu.

Arbenz, tropikal meyve üretimi ve ticaretiyle uğraşan ABD merkezli şirketin arazisini kamulaştırmayı ve vergi ödemeye zorlamayı planlıyordu.

Washington, iki ülkenin diplomatik ilişkisi bile olmamasına rağmen, Sovyetler Birliği'nin Guatemala'da nüfuz sahibi olduğunu iddia etti.

"The CIA: A Forgotten History - CIA: Unutulmuş bir Tarih" kitabının yazarı Amerikalı gazeteci William Bloom'a göre, Guatemala'ya müdahalenin başlıca nedeni, toprak reformu politikaları nedeniyle arazilerinin bir kısmı kamulaştırılan ve çıkarları tehlikeye giren United Fruit Company'nin baskısıydı.

Bloom, askeri yetkililere rüşvet vermek, Guatemala hükümetine muhalif medya kuruluşlarını fonlamak ve diplomatik nüfuz kullanmak gibi yöntemlerin kullanıldığı operasyonun, CIA'in Latin Amerika'da daha sonra girişeceği müdahaleler için bir model haline geldiğini söylüyor.

Örneğin "Sherwood Operasyonu" adı verilen operasyonda, Radio Liberty adlı bir radyo kanalı üzerinden "gizli ve vatansever" olarak pazarlanan programlar yayınlandı.

Aslında yapılan programlar, Guatemala dışında, Güney Florida'da kaydedilmiş, müzik ve mizah içeren bir anti-komünist propagandaydı.

CIA belgelerine göre, Arbenz'in istifa edip sürgüne gönderildiği güne kadar, kendisine karşı suikast planları yapıldı.

İstihbarat belgelerine göre, CIA'in Guatemala'ya müdahalesi Harry S. Truman'ın başkanlığı sırasında başladı ve Dwight D.'nin Eisenhower'ın başkanlığı boyunca devam etti.

Psikolojik savaş, siyasi operasyonlar için 2,7 milyon dolarlık bir bütçe tahsis edilmişti.

Küba

CIA, Küba'yı sosyalist bir devlete dönüştüren 1959 devriminden bu yana adaya yakın ilgi gösteriyor.

Bloom'a göre kurum, Fidel Castro hükümetinin başarısını engellemek için "elinden gelen her şeyi" yaptı.

CIA'in Küba'ya yapılan mal sevkiyatlarının sabote ve imha edilmesinde, ticari ambargolarda ve ve hatta Fidel Castro'ya ve bir dizi üst düzey Kübalı yetkiliye suikast planlarında rol oynadığı iddia ediliyor.

Bunun en ünlü ve öne çıkan örneği Nisan 1961'de Küba'nın güneybatısındaki Domuzlar Körfezi'nde yapılan başarısız işgal girişimiydi.

O dönemde, CIA tarafından eğitilen, ABD ordusu destekli bir grup Kübalı sürgün, adayı işgal etmek ve Fidel Castro hükümetini devirmeyi planladı.

cia-2

Kübalıların Playa Girón olarak adlandırdığı Domuzlar Körfezi çıkarma girişimindeki başarısızlık, CIA'in Latin Amerika'da yaşadığı en büyük fiyaskolardan biri oldu.

Ulusal Güvenlik Arşivi ve gizliliği kaldırılan CIA belgelerine göre ABD hükümeti, Küba devriminden sadece on ay sonra, Ekim 1959'da Fidel Castro hükümetinin muhaliflerini desteklemeye yönelik bir planı onayladı.

Aynı yılın Aralık ayında, ABD istihbarat servisinden gelen resmi bir notta Castro'nun adada aşırı sol bir diktatörlük kurduğu duyuruldu.

Ertesi ay CIA, Küba hükümetini devirmek için özel bir görev gücü oluşturdu.

Belgelere göre, milis güçlerin eğitimi resmen Mart 1960'ta başladı. Yaklaşık 300 kişi teşkilat tarafından eğitildi ve Honduras açıklarındaki bir adada güçlü vericili bir radyo kanalı kuruldu.

Belgelere göre, 17 Mart'ta Beyaz Saray'da üst düzey ulusal güvenlik yetkilileriyle bir toplantı yapılmış ve bu toplantıda "Castro Rejimine Karşı Gizli Eylem Planı" başlıklı bir CIA politika belgesi onaylanmıştı.

Belgeye göre CIA'in planı dört ana eksenden oluşuyordu:

- 'Castro'nun ihanet ettiği devrimi geri getirin' sloganıyla sürgünde ılımlı muhaliflerden oluşan bir grubun oluşturulması,

- Küba'ya yayın yapacak bir orta dalga radyo istasyonunun kurulması,

- Üçüncüsü, Küba içinde istihbarat ve operasyonel faaliyetler için sürgündekilerden emir alacak gizli bir örgütün oluşturulması

- Dördüncüsü, Küba dışında paramiliter güçlerin eğitilmesi ve daha sonra bunların bir kısmının ülke içindeki direniş güçlerini örgütlemek, eğitmek ve yönetmek üzere gönderilmesi

Toplamda CIA, çoğu Miami'de yaşayan Kübalılardan oluşan 1297 kişiyi eğitti.

Operasyon 15-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti ve işgalci güçler Küba Ordusu tarafından yenilgiye uğratıldı.

Ohio Üniversitesi'nden tarih profesörü Michael Grove, "ABD Başkanları ve Latin Amerika'da müdahaleler" adlı kitabında "Bir fiyasko, felaket, bir trajedi, küçük düşürücü bir yenilgi ve tam bir başarısızlık olarak tanımlandı" diye yazıyor.

Ona göre CIA, ABD hükümetini, Küba'yı işgal planının işe yarayacağına ve kurum tarafından eğitilen Kübalı sürgünlerin Fidel Castro'yu devirebileceğine ikna etti.

McKinsey Enstitüsü'nden araştırmacı Victor Missiato, "Küba vakası, büyük ölçüde CIA desteğiyle gerçekleştirilen müdahaleciliğin en bariz örneklerinden biriydi ve muhtemelen 20. yüzyılın en büyük stratejik askeri hatalarından biriydi" diyor.

Bolivya ve Che'nin ölümü

Efsanevi Arjantinli gerilla Ernesto Che Guevara'nın Ekim 1967'de Bolivya'da yakalanması ve infaz edilmesi, Latin Amerika'daki CIA operasyonları konusundaki en tartışmalı ve ihtilaflı olaylardan biri.

Gizliliği kaldırılan CIA belgelerine göre kuruluş, solcu ve devrimci yönetimlerin ülkede başarılı olmasını engelleme çabaları kapsamında, Che Guevera'yı yakalayıp, öldüren Bolivya birliğiyle işbirliği yapıyordu.

1964 yılında CIA, Başkan Victor Paz Estensorio'ya karşı gerçekleştirilen askeri darbenin finansmanına ve desteklenmesine dahil oldu.

CIA belgelerine göre, kuruluş 1964'ten 1965'e ve 1966'dan 1969'a kadar Bolivya'da devlet başkanlığı yapan sağcı askeri lider René Barrientos Ortonio'ya mali destek verdi.

cia-3

Efsanevi gerilla savaşçısı Ernesto "Che" Guevara'nın Bolivya'da yakalanıp idam edilmesinin arkasında da CIA vardı.

Gizliliği kaldırılan belgeler ve kendi anlatımına göre CIA ajanı Felix Rodriguez ölümünden saatler önce Che'yi yakalayan ve elinde tutanlardan biriydi.

Guevara ölümünden iki yıl önce Küba'yı terk etmiş ve yeraltına çekilmişti. CIA uzmanları uzun süredir ünlü devrimciyi takip ediyordu.

Belgeler, dönemin ABD Başkanı Lyndon Johnson'ın Guevara'nın nerede olduğu konusunda düzenli olarak bilgilendirildiğini ve Washington'daki yetkililerin Guevara'nın faaliyetlerinin bölgede devrimci hareketlerin yayılmasına yol açacağından endişe duyduklarını gösteriyor.

Guevara'nın o zamanki bazı haberlere göre sadece altı kişiden oluşan küçük gerilla grubu, Bolivya'da General René Barrientos hükümetine karşı bir isyan başlattığında Washington'da ciddi bir endişe oluştu.

Barrientos Amerika Birleşik Devletleri'nden isyancılara karşı asker ve silah göndermesini istedi.

Belgeler, Che Guevara'nın son günleri ve ölümü hakkında Lyndon Johnson'a verilen raporları da kapsıyor.

Raporlar, yakalanmasında CIA'in parmağı olmasına rağmen, infaz kararının Bolivya askeri yüksek komutanlığı tarafından verildiğini belirtiyor. Bu iddia daha sonra Félix Rodríguez ve olaya karışan diğer kişiler tarafından da doğrulanmıştı.

Şili ve Uruguay

CIA'in Marksist Başkan Salvador Allende'nin öldürüldüğü darbedeki rolü, Latin Amerika'daki operasyonların en bilinen ve en iyi belgelenmiş örneklerinden biriydi.

Operasyon ilk olarak 1974'te New York Times tarafından ifşa edilmişti.

cia-4

Salvador Allende seçimle iktidara geldi ancak sol politikaları ve Castro'nun Küba'sıyla yakın bağları ABD'de endişe yarattı.

NY Times dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'ın "Bir ülkenin kendi halkının sorumsuzluğu yüzünden komünist olmasını neden arkamıza yaslanıp izlememiz gerektiğini anlamıyorum" dediği bir söyleşinin kaydını yayınladı.

Missiato, "Devrilmesi için verilen lojistik ve askeri destekle, Amerikalıların müdahelelerinin en başarılı örneği Allende'nin Şilisiydi" diyor.

Almanya'daki Duisburg-Essen Üniversitesi Kalkınma ve Barış Çalışmaları Enstitüsü'nde araştırmacı Leonardo Bandar da, "Çoğunlukla sıfırdan başlamazlar. Bir ülkede zaten var olan bir hareketi tespit eder ve onu desteklerler" diyor.

"Brezilya'da olduğu gibi Şili'de de CIA'in desteklediği ve güçlendirdiği bir askeri darbe hareketi vardı" diye de ekliyor.

Enrique Natalino da Washington'ın "CIA ilgili ülkelerin iç unsurlarıyla koordine olduğunda müdahalelerin başarıya kavuştuğunu" vurguluyor.

CIA'in 1970 ve 1973 yılları arasında Salvador Allende hükümetinin itibarını sarsmak için milyonlarca dolar harcadığı söyleniyor.

Bu durum darbeye ve yaygın insan hakları ihlallerine rağmen, yaklaşık 17 yıl boyunca iktidarda kalan diktatör Augusto Pinoche'nin göreve gelmesine zemin hazırladı.

1973-1985 arasında askeri diktatörlükle yönetilen Uruguay'da da CIA'in başkent Montevideo'da bir güvenlik bürosu kurmasının rol oynadığına dair kanıtlar var.

Darbeden önceki 10 yıl boyunca bu büroda polis güçleri solcu isyancılar ve gerillalarla savaşmaları için eğitildi.

CIA'in Uruguay ordusuna malzeme ve eğitim sağladığı da söyleniyor.

cia-5

General Augusto Pinochet, ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'la el sıkışırken.

Ekvador ve Peru

Güvenlik firması Grey Dynamics'ten Dolores Garcia, "CIA Latin Amerika hükümetlerinin en üst düzeylerine sızmıştı" diyor.

Garcia devam ediyor:

"Neredeyse her büyük siyasi organizasyonda, hatta finans sektöründe ajanları vardı.

"Bu sızmalar, CIA'in Komünist Parti'nin çalışma programları ve iç toplantıların ayrıntıları gibi hassas bilgileri elde etmesini sağladı."

William Bloom'a göre CIA, 1960-1963 arasında Ekvador hükümetine sızarak haber ajanslarını ve radyo istasyonlarını ele geçirdi. Muhafazakâr gruplara da, daha sonra solcu gerillaların sorumlu gösterileceği saldırılar yaptı.

Bloom'a göre bu operasyonların ana hedefi, nihayetinde devrilen José María Velasco'nun sosyalist hükümetini istikrarsızlaştırmaktı.

Halefi Carlos Julio Arosemena Monroy da ABD ile diplomatik ilişkileri kestikten ve Küba'daki Fidel Castro hükümetini desteklediğini açıkladıktan sonra askeri bir darbeyle iktidardan uzaklaştırıldı.

Çeşitli belgeler de Ekvador'daki askeri rejimin CIA'in desteği ve teknik işbirliği ile konumunu sağlamlaştırdığını gösteriyor.

Aynı zamanda CIA, Peru ordusuna da silah sağlıyor ve ülkedeki solcu gerilla hareketlerine karşı koymak için ordu güçlerini eğitiyordu.

Brezilya'daki askeri rejim

Bazı tarihçiler, ABD hükümetinin Brezilya'da diktatörlüğe yol açan askeri darbeye verdiği desteği inceledi.

Brezilya Diplomatik Araştırmalar Merkezi Spaso Zeitgeist'ta uluslararası siyaset profesörü olan Romulo Dias "CIA'in komünizmin yayılmasına karşı mücadelesi açıktan yürütülmedi, gizli operasyonlar, sabotaj, psikolojik savaş ve silahlı gruplara desteğe dayanıyordu" diyor.

Belgeler, CIA'in João Goulart'ın 1961'de iktidara gelmesinden itibaren Brezilya siyasetini yakından izlediğini gösteriyor.

Amerikalılar, çok uluslu şirketlerin kârlarını kısıtlamak ve sanayiyi kamulaştırmak gibi reformist programlarından endişe duyuyordu.

Goulart ayrıca Küba ile diplomatik ilişkileri kesmeyi de reddetti.

CIA, Goulart'ın muhaliflerinin siyasi kampanyaları için para ödedi ve kamuoyundaki imajını zayıflatmak için propagandaya girişti.

cia-6


CIA, ABD Başkanı Richard Nixon'a sarılan Dominik diktatörü Rafael Leónidas Trujillo'nun suikastçılarıyla işbirliği yaptı.

CIA'in ayrıca Amerikalı iş insanlarının 1959-63 arasında faaliyet gösteren anti komünist Brezilya Demokratik Eylem Enstitüsü'ne para yardımı yapmasında aracılık rolü oynadığını gösteren işaretler var.

CIA ayrıca, ABD hükümetinin 1964'teki darbeyi desteklemek için uçak gemileri ve askeri teçhizat göndermeyi kabul ettiği, ancak daha sonra yarı yolda iptal edilen "Kardeş Sam Operasyonu"nda da rol oynadı.

Dominik Cumhuriyeti

CIA'in 1973 tarihli bir iç yazışması kurumun, Dominik Cumhuriyeti'ni 31 yıldan uzun bir süre yöneten diktatör Rafael Trujillo Molina'ya yönelik suikastı gerçekleştirenlerle de işbirliği yaptığını gösteriyor.

Belgeye göre, CIA Dominik Cumhuriyeti'nde "rejim değişikliği" sağlamak için müdahalede bulundu.

Juan Emilio Bosch Gavinho 1963 yılında başkan olmuş ve toprak reformu, uygun fiyatlı konut, yabancı yatırımlara kısıtlamalar ve şirketlerin kamulaştırılması gibi politikalar uygulamıştı.

Ancak William Bloom'a göre, sadece bir yıl sonra CIA desteğiyle iktidardan uzaklaştırıldı.

Belgeler ABD istihbarat servisinin Gavinho yönetimini itibarsızlaştırmak için propaganda ve medya kampanyalarına fon verdiğini gösteriyor.

Dolores Garcia, "CIA gazete, radyo, film, broşür, poster, bildiri ve duvar resimleri gibi araçları kullanarak büyük bir anti-komünist propaganda kampanyası başlattı" diyor.

Dolores Garcia, "Bu kampanyalar bazen yanlış ya da yanıltıcı bilgiler yayarak destekledikleri adayların siyasi rakiplerini itibarsızlaştırırken, aynı zamanda ABD'ye bağlı grupların insan hakları ihlallerini de önemsiz gösteriyordu" diye de ekliyor.