Lübnan'ın başkenti Beyrut, 2015 yılında çöplerin toplanmaması ve şehir içinde küçük çöp dağlarının oluşması nedeniyle gösterilere sahne oldu. Protestoların ardından çöpler toplandı ve şehrin biraz dışındaki noktalara aktarılmaya başlandı.
Sadece Beyrut’ta günde 3 bin ton civarında çöp, evsel ve endüstriyel katı atık çıktığı tahmin ediliyor. Geri dönüşüm tesislerinin olmadığı ülkede katı atıklar yakılıyor ya da gömülüyor. Katı atıkların bir kısmı, sıvı evsel ve endüstriyel atıkların önemli bir kısmı ise denize dökülüyor.
Yer altı sularında, havada ve toprakta kirlenme oranlarının giderek yükseldiği ülkede her yaz benzer tartışmalar yaşanıyor; deniz yüzülebilecek kadar temiz mi?
Çevre aktivisti olan deniz biyoloğu Jina Talj, VOA Türkçe’ye "Beyrut’taki sahilerde kirlilik oranı çok yüksek ve yüzmeyin diyebilirim” dedi.
Diaries of the Ocean adlı sivil toplum kuruluşunun kurucusu da olan Talj Lübnan’da deniz kirlenmesi tartışmalarının çok dar bir çerçevede yaşandığını belirterek çok daha önemli sorunlarla karşı karşıya olunduğunu söyledi.
Talj’a göre, yaklaşık 220 km sahil şeridi olan Lübnan’da insanlar deniz konusunda yeterince bilgi sahibi ve bilinçli değil.
Çalışmaları sırasında yaşadıkları en önemli sorunun ise veri elde etme konusunda olduğunu belirten Talj, "veri ile ilgili çok büyük bir boşluk var. Balıkçılığımız, balık stokumuz, denizdeki türlerin çeşitliliği gibi konularda çok az bilgimiz var. Öncelikle elimizde ne var onu bilmeliyiz ki hasar oluştuğunda ne yapacağımızı bilelim ama ne kaybettiğimizi bile bilmiyoruz” dedi.
Lübnan ekonomisinin temel girdilerinden birini turizm oluşturuyor. Denizdeki kirlenme yaz turizmini olumsuz etkiliyor.
Talj, Lübnan’da günlük hayatın büyük ölçüde denize bağlı olduğunu belirterek, "kirlenme bu şekilde devam ederse ekonomiden mutfağımıza ve soluduğumuz havaya kadar her şey etkilenecek” diye konuştu.
Talj’a göre Lübnan’da yaşanan en önemli sorunlar deniz habitatının hasar görmesi, sahillerdeki ihlaller, iklim değişikliği, kirlilik ve yanlış avlanma.
Beyrut başta olmak üzere denize kıyısı olan bölgelerde zaman zaman sahillerin temizlenmesi için çalışmalar yapılıyor. Çoğunlukla sivil toplum örgütlerinden gönüllüler çöpleri topluyor veya bu bölgelerin temizlenmesi için ilgili kurumlara çağrılar yapıyor.
Ancak görünürdeki katı çöplerin toplanması sahil şeridinin de temizlendiği anlamına gelmiyor. Lübnan Deniz Bilimleri Araştırma Merkezi’nin 2017 raporunda Beyrut’taki sahil şeridindeki deniz suyunun insanlara ve canlılara zarar verecek düzeyde kimyasal unsurlar içerdiği belirtildi.
Sur gibi turizm ile öne çıkan diğer kentlerin Beyrut’a göre daha temiz olduğu kaydediliyor ancak Beyrut sahil şeridindeki kirlenmenin rüzgar ve dip akıntıları ile ülkedeki bütün sahil şeridini etkilediği biliniyor.
Sivil toplum kuruluşları denizden düzenli veri toplanması için hükümetin bütçe ayırmasını istiyor. Verilerin deniz tabanından alınması gerektiği ve bu tip çalışmaları karşılamaya yetecek bütçelerinin olmadığını belirtiyorlar.
Lübnan’daki birkaç üniversiteye bağlı araştırma merkezleri hem deniz içindeki canlı çeşitliliği gibi konularda hem de kirlenme başta olmak üzere çeşitli alanlarda sınırlı çalışmalar yürütüyor.
Evsel ve endüstriyel veya restoran/otel gibi işletmelerin atıklarının denize dökülmemesi için çalışmalar yapılması yönünde çağrılar yapan çevre aktivistleri vatandaşların da duyarlı olması için bilinçlendirme kampanyaları yürütüyor.
Lübnan’da denizlerdeki avlanma veya denizin korunmasını garanti altına alması gereken kanunların yeterli olmadığı belirtiliyor.
Talj, Lübnanlı bazı balıkçıların avlanırken dinamit ve çeşitli zehirler kullandıklarını, olgunlaşmamış deniz ürünlerini avladıklarını belirterek, "Kanunlar var ancak çok çok eski ve revize edilmeleri gerekiyor. Bu yapılanlar gözlenmiyor çünkü gözleyecek resmi güçler de yok” dedi.