Alaska'da iki buçuk saatten fazla süren görüşmelerin ardından her iki lider de aralarındaki ilişkileri övdü, ancak Trump "O noktaya gelemedik" dedi.
Görüşmenin ardından yapılan basın açıklamasında liderler soru almadı. Beyaz Saray, Trump'ın Washington'a dönüş uçağında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile uzun bir telefon görüşmesi yaptığını açıkladı.
ABD Başkanı, Washington'a indikten sonra gazetecilere açıklama yapmadı.
Zelenskiy ise, Trump ile "uzun ve kapsamlı" bir görüşme gerçekleştirdiğini söyledi. Buna göre Zelenskiy Trump ve Avrupalı liderlerle konuştu.
Görüşmeye İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Almanya Başbakanı Friedrich Merz, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen gibi isimler katıldı.
Ukrayna Devlet Başkanı, Telegram hesabından yaptığı açıklamada yarın Trump ile bir araya geleceklerini söyledi.
Zelenskiy, Trump'a "davet için minnettar" olduğunu belirtti.
Zelenskiy ve Avrupalı liderlerle görüştükten sonra bir açıklama yapan Trump, yarın Washington'da Oval Ofis'te Ukrayna Devlet Başkanı ile bir araya geleceğini doğruladı.
Sosyal medya platformu Truth Social'da yaptığı açıklamada, "Her şey yolunda giderse, Başkan Putin ile bir görüşme ayarlayacağız. Potansiyel olarak milyonlarca insanın hayatı kurtarılacak" dedi.
Trump, "Rusya ile Ukrayna arasındaki korkunç savaşı sona erdirmenin en iyi yolunun doğrudan bir Barış Anlaşması'na gitmek olduğu herkes tarafından kararlaştırıldı" dedi.
Avrupalı liderler ise ortak bir açıklama yayınlayarak, "Bir sonraki adımın Başkan Zelenskiy'nin de yer alacağı görüşmeler olması gerektiğini" belirtti.
Liderler, "Avrupa desteğiyle Başkan Trump ve Başkan Zelenskiy'nin dahil olduğu üçlü bir zirve için çalışmaya hazır olduklarını" söyledi.
Alaska'ya gidiş uçağında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, önceliğinin savaşı bitirmek olduğunu ve bundan önce iş konuşmayacaklarını söylemişti.
ABD Başkanı sınır müzakerelerinin ancak ve ancak Ukrayna tarafından yapılabileceğini vurguladı.
Anlaşma sağlanamazsa Putin'in ağır ekonomik yaptırımlarla yüzleşeceğini belirtti.
Putin ise yolculuğu sırasında Rusya'nın doğusundaki liman kenti Magadan'da yerel üretim tesislerini gezerken görüntülendi.
Alaska'ya giden Rusya heyetinde yer alan Putin'e eşlik eden Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya Varlık Fonu Başkanı Kirill Dmitriev ve Maliye Bakanı Anton Siluanov 14 Ağustos'ta Alaska'ya ulaştı.
Lavrov, giyim tercihiyle dikkat çekti. Üzerinde "SSCB" anlamına gelen Rusça CCCP yazılı bir üst giyinmişti.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy görüşmeye katılmıyor. Ancak görüşmeye birkaç saat kala "ABD'ye güveniyoruz" mesajı paylaştı.
Alaska zirvesi öncesi Başkan Trump, görüşmenin "yüzde 25 ihtimalle başarısız" olma ihtimali bulunduğunu söylemişti.
Fox News'a görüşmeden beklentilerini sıralayan Trump, "tek isteğim bir sonraki görüşme için masayı kurabilmek" dedi ve Zelenskiy'nin katılacağı bir zirveye işaret etti.
Rusya Devlet Başkanı Putin, uzun süredir Zelenskiy ile görüşmek için şartların olgunlaşmadığını savunuyordu.
Peki iki lider Alaska'daki görüşmeden neler bekliyordu?
Putin zafer istiyor
Rusya editörü Steve Rosenberg yazıyor
Putin'in bu zirveden istediği ilk şey, aslında zaten elde ettiği bir şey.
O da bir kabulün ilanı.
Dünyanın en güçlü ülkesi Amerika'nın, Rusya liderinin Batı tarafından yalnızlaştırılma çabalarının başarısız olduğunu kabul etmesi.
Bu üst düzey toplantının gerçekleşiyor olması ve Kremlin'in yapılacağını duyurduğu ortak basın toplantısı bunun kanıtı.
Kremlin, Rusya'nın küresel siyasetin en üst düzey masasına geri döndüğünü iddia edebilir.
Rus tabloid gazetesi Moskovsky Komsomolets bu haftanın başlarında, "İzolasyon bu kadarmış" başlığını attı.
Putin, ABD-Rusya zirvesini başarmakla kalmadı, aynı zamanda zirve için de mükemmel bir lokasyon belirledi.
Zirvenin Alaska'da yapılıyor olmasının Kremlin'e sunabileceği çok şey var.
İlk olarak, güvenlik: Alaska ile Rusya anakaralarının en yakın olduğu noktada birbirlerine mesafeleri sadece 90 km.
Bu sayede Vladimir Putin "düşman" ülkelerin üzerinden uçmadan oraya ulaşabilir.
İkincisi Alaska, Ukrayna'ya ve Avrupa'ya da çok ama çok uzak bir mesafede bulunuyor. Bu, Kremlin'in Kiev'i ve AB liderlerini devre dışı bırakıp doğrudan Amerika ile görüşme amacıyla örtüşüyor.
Bu yerin tarihsel sembolizmi de var.
Çarlık Rusya'sının 19. yüzyılda Alaska'yı Amerika'ya satması, 21. yüzyılda Moskova tarafıdan sınırları zorla değiştirme girişimini meşrulaştırmak için kullanılıyor.
Moskovsky Komsomolets de bu tarihe göndermeyle, "Alaska, devlet sınırlarının değişebileceğinin ve geniş toprakların mülkiyetinin değişebileceğinin açık bir örneğidir" diye yazıyordu.
Ancak Putin'in istediği sadece uluslararası tanınma ve sembollerden ibaret değil.
Putin zafer istiyor.
Ukrayna'nın dört bölgesinde (Donetsk, Luhansk, Zaporizhia ve Herson) ele geçirdiği ve işgal ettiği tüm toprakları elinde tutmayı hedefliyor. Kiev'in de bu bölgelerde, halen Ukrayna kontrolünde olan kısımlardan çekilmesi konusunda ısrar ediyor.
Ukrayna bunu kabul edilemez buluyor.
Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, "Ukraynalılar topraklarını işgalcilere vermeyecekler" diyor.
Kremlin de bunu biliyor.
Trump'ın Rusya'nın toprak taleplerine destek vermesi ve Ukrayna'nın bunu reddetmesi durumunda, Trump'ın Kiev'e verdiği tüm desteği keseceği hesabı yapılıyor olabilir.
Bununla birlikte Rusya ve ABD, ilişkileri güçlendirmeye ve ekonomik iş birliğini geliştirmeye devam edebilirler.
Ama bir senaryo daha var.
Rusya ekonomisi baskı altında. Bütçe açığı artıyor, petrol ve doğalgaz ihracatından elde edilen gelir düşüyor.
Ekonomik sorunlar Putin'i savaşı bitirmeye zorluyorsa, Kremlin uzlaşma yoluna gidebilir.
Şimdilik böyle bir işaret yok; Rus yetkililer, cephede inisiyatifin Rusya'da olduğunu ısrarla vurgulamaya devam ediyor.
Trump 'barış' iddiasını sürdürmek için fırsat arıyor
Kuzey Amerika muhabiri Anthony Zurcher yazdı
Donald Trump, 2024'teki başkanlık kampanyasında Ukrayna savaşını bitirmenin kolay olacağını ve bunu birkaç gün içinde yapabileceğine dair ünlü iddiasını dile getirmişti.
Bu vaadi, iki başkenti de hedef alan hayal kırıklığı ifadeleri arasında, halen üzerinde bir gölge olarak var olmayı sürdürüyor.
Şubat ayında Oval Ofis'teki dramatik toplantıda Zelenskiy'ye nutuk atar gibi konuştu. Ardından da savaş mağduru ülkeye askeri yardım ve istihbarat paylaşımını geçici olarak askıya aldı.
Son aylardaysa Putin'in uzlaşmazlığını ve sivil hedeflere yönelik saldırılarını hedef alıyor. Ruslarla ekonomik ilişkideki ülkelere yeni yaptırımlar için bir dizi son tarih belirledi.
Geçtiğimiz Cuma son tarihti. Ve önceki tüm son tarihlerde olduğu gibi, Trump sonunda yaptırımlardan geri adım attı.
Şimdi Rusya Devlet Başkanı'nı Amerika topraklarında ağırlıyor ve Kiev'i topraklarından taviz endişesiyle karşı karşıya bırakacak şekilde "toprak takası"ndan bahsediyor.
Trump'ın Cuma günü Putin ile yapacağı görüşmede ne istediğine dair herhangi bir tartışma, kararsız açıklamaları ve eylemleri nedeniyle bulanıklaşıyor.
Trump hafta boyu, bu toplantıya ilişkin beklentileri düşürmek için bilinçli bir çaba gösterdi.
Bu belki de savaşan taraflardan yalnızca birinin masada olması nedeniyle, bir ilerleme olasılığının düşük olduğunun da kabulü anlamına geliyordu.
Pazartesi günü yaptığı açıklamada, bu zirvenin bir "niyet testi" toplantısı olacağını söyledi.
Rus liderle bir anlaşmaya varıp varamayacağını da "muhtemelen ilk iki dakika içinde" anlayacağını savundu.
"Gidip size iyi şanslar diyebilirim ve bu da her şeyin sonu olur" diye ekledi.
Salı günü Beyaz Saray basın sözcüsü Karoline Leavitt bu mesajı pekiştirerek zirveyi bir "karşılıklı birbirini dinleme oturumu" olarak nitelendirdi.
Trump söz konusu olduğunda, beklenmedik olanı beklemek çoğu zaman en doğru olandır.
Zelenskiy ve Avrupalı liderler, Ukrayna'nın kabul etmeyeceği veya kabul edemeyeceği bir anlaşmayı Putin ile yapmasını engellemek amacıyla Çarşamba günü Trump ile toplu şekilde görüştü.
Ancak bir şey neredeyse tüm yıl boyunca netti: Trump, savaşı bitiren adam olmak istiyor.
Son yemin töreni konuşmasında, en gurur duyacağı siyasi mirasının bir "barış elçisi" olmak olduğunu söyledi.
Nobel Barış Ödülü'nü istediği bir sır değil.
Trump ayrıntılara takılıp kalacak biri değil. Ancak Anchorage'daki görüşmelerde barışa doğru ilerleme kaydettiğini iddia etme fırsatı çıkarsa, bunu değerlendirecektir.
Her zaman becerikli bir müzakereci olan Putin, Trump'ın tam da bunu yapmasını sağlayacak bir yol arayabilir; tabii ki Rusya'nın şartlarıyla.