Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden olan ABD'de ücretli yıllık iznin yasal güvence altına alınmış bir hak olmadığını biliyor muydunuz?
Altı yıl önce Sydney’e taşınan Amerikalı Edmund McCombs’un ülkesine geri dönmeye niyeti yok. Onu orada tutan şey ise Avustralya’nın güzel sahilleri ve kafelerle dolu limanları değil sadece. Floridalı McComb buradan ayrılmak istemiyor, çünkü patronu onu tatile çıkması ve iş dışındaki yaşamının tadını çıkarması için onu teşvik ediyor.
McCombs, Avustralya’daki bu tatil kültürünün, Amerika’daki yaşam tarzına alışkın biri olarak kendisini şaşkınlığa uğrattığını belirtiyor.
Avustralya’da yasalar işçilere 20 iş günü ücretli izin hakkı veriyor. McCombs son bir yıl içinde Fiji’ye, Batı Avustralya’ya ve Florida’ya gitmiş. Altı yıl önce Atlanta’da çalışırken ise yıllık izni sadece 10 günmüş ve bir kerede beş günden fazla izin alamıyormuş. "İlk yıl bu hakkı kazanmam gerekti, ancak bir yıl sonra iznimi kullanabildim,” diyor McCombs.
Tatilsiz ülke
ABD gelişmiş ülkeler içinde ücretli izni bir hak olmaktan çok ikramiye olarak gören tek ülke. Avusturya, Almanya, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde çalışanlara 30 günü aşkın ücretli yıllık izin verilirken, ABD’de bu günlerin sayısı... sıfır.
ABD’de 1938’de çıkarılan iş yasası haftalık maksimum çalışma süresi, fazla mesai, asgari ücret, çocuk emeği gibi birçok konuyu ele almakla birlikte ücretli izin sorununa hiç değinmemiş. Bu durumda yıllık izin, hastalık izni gibi konular tek tek çalışanların işverenle yaptığı anlaşmaya göre düzenlenmiş oluyor.
Ekonomik ve Politik Araştırma Merkezi’nin verilerine göre, ABD’de birçok şirket çalışanlarına 5-15 gün arası ücretli izin hakkı tanırken, özel sektörde çalışan işçilerin yaklaşık dörtte birinin ücretli izin hakkı bulunmuyor.
Bir barda çalışan Carrie Stevens bu işçilerden biri. Virginia eyaletinde yaşayan 31 yaşındaki Stevens’in haftalık çalışma süresi 38-45 saat arasında değişiyor. Fakat ne ücretli hastalık izni, ne de tatili var. Ücretli izin hakkı olsa bile saat ücreti olarak eline sadece 2,13 dolar geçtiği için çok cüzi bir para alacağını belirtiyor. Çünkü ABD’de yasal asgari ücret saat başına 7,25 dolar olsa da, yasalar bahşiş alan işçilere daha az ücret ödenmesine izin veriyor.
Korku kültürü
Ücretli izin hakkı olan Amerikalılar açısından bile pratikte bu hakkı kullanmak oldukça zor. Çünkü Amerika’daki işyeri kültürü, tatil hakkını kullanmak isteyenlerin tembel ya da sadakati sorgulanabilecek kişiler olarak damgalanmasına meydan veriyor. Bu nedenle birçok işçi, hakkı olan izin günlerini kullanmadan bırakıyor. Uzmanlar bunun iş hayatı ile özel hayat arasında diğer gelişmiş ülkelerde rastlanmayan büyük bir dengesizliğe yol açtığını belirtiyor.
Glassdoor.com adlı bir kariyer sitesinin Nisan ayında yaptığı bir araştırmaya göre, ABD’de geçen yıl ücretli tatil hakkını kullanan ortalama bir işçi, hakkı olan sürenin ancak yarısını kullanmış. İşçilerin yüzde 28’i işlerinden geri kalma korkusunu, yüzde 17’si ise işlerini kaybetme korkusunu neden olarak göstermiş. Yüzde 19’u ise işlerinde yükselme olanağı açısından kendilerine avantaj sağlayacağını düşündükleri için izin haklarının tamamını kullanmadıklarını söylemiş.
Yasaları değiştirme mücadelesi
ABD’de ücretli izin hakkının garanti altına alınması için kampanya yürüten kongre üyeleri arada bir bu sorunu gündeme getiriyor. Florida’dan Alan Grayson birçok kez bu girişimde bulunmuş. Demokrat Partili Grayson işle ilgili stres nedeniyle işe gitmemenin üretkenlik ve sağlık sorunlarına neden olduğunu ve bunun ekonomiye maliyetinin 344 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Grayson, 100’den fazla işçi çalıştıran şirketlerin çalışanlarına bir haftalık ücretli izin tanımasını öngören bir yasa tasarısını 2013’te Temsilciler Meclisi’ne sunmuş. Tasarı bir yıldan fazla sürüncemeye terk edilmiş. Grayson’un 2009’da sunduğu benzer bir tasarı başarısızlıkla sonuçlanmış. Bu tasarının oylandığı mecliste ise her üye bir ay ücretli izin hakkına sahip.
Florida’dan Sidney’e taşınan McCombs, "ABD’den çıkmış olmasaydım bir aylık tatillerin hayalini bile kuramazdım,” diyor. "Ama Avustralya’da sıradan bir uygulama bu.”