Dice Kayek, 05-09 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşen Paris Haute Couture Sonbahar/Kış 2015 Moda Haftası kapsamında üçüncü "Couture" koleksiyonunu bugün Louvre Sarayı'nda bulunan Fransa'nın en önemli tasarım müzesi "Musée des Arts Décoratifs"te sundu. 'Nocturne 54' adlı koleksiyon, eski zamanlardaki şıklığa olan özlemi tasarıma döküyor.
İlhamını 1970'lerin sonu, 1980'lerin başındaki eğlenceli ve çılgın sanat dünyasının şaşalı ve elegant yaşam tarzı ile birleşiminden alan "Nocturne 54", ismini, Norveçli kompozitor Edvard Grieg'in Nocturne başlıklı 54 numaralı piyano sonatından alıyor. Moda, sanat, müzik, sinema ve edebiyat dünyasının çarpıcı, aynı zamanda da çaba gerektirmeyen şıklığı tasarım, işleme ve el becerisi ile 27 parçadan oluşan Couture koleksiyonuna yansıyor.
Couture koleksiyonlarının en önemli kurallarından biri olan "el işçiliği" hemen hemen tüm parçalarda kullanılıyor. Koleksiyonda yer alan giysilerde, katlama, drape, pilise, işleme ve kırma gibi elde yapılan couture teknikleri kullanılıyor. Her tasarımcı yeteneklerini ve "Couture" becerilerini bu hafta boyunca sergiliyor.
Basquiat, Warhol, Hockney ve Lichtenstein gibi sanatçıların yaşam ve işlerinden de esinlenilen koleksiyonun özünü , erkek smokinlerinden ilham alan takımlar, sofistike işlemeli elbiseler ve kristallerle bezenmiş ayakkabılar oluşturuyor. Bu defiledeki kıyafet ve ayakkabıların en çarpıcı detayları ise Swarovski'nin özel kesim kristallerinden oluşuyor.
Doğuş Turizm Grubu, her biri bulunduğu bölgenin incisi olan Lüks Oteller Koleksiyonu ile Türkiye'nin uluslararası mecralarda adının duyulmasında son derece önemli olan Dice Kayek'in Paris Haute Couture Sonbahar/Kış 2015 Moda Haftası'ndaki 'Noctrune 54' isimli defilesinin sponsorluğunu üstlendi.
Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, "Ayşe ve Ece kardeşler Dice Kayek markasında düzenledikleri bu defile ile yine bize bir gurur günü yaşattılar. Türkiye'nin büyükelçisi olarak hem defilenin başarısından hem katılımcıların düzeyinden büyük bir mutluluk ve gurur duydum. Dice Kayek markası gerek Fransa'da gerek dünyada çok daha ileri noktalara gelecek. Her gün Fransa'da daha fazla tanınıyor biliniyor. Biz de bir Türk olarak bundan büyük gurur duyuyoruz" dedi.
Defileyi izleyen sefire İnci Akil, "Dice'nin defilelerini her zaman çok beğeniyorum. Çok çok yetenekli. Gurur duydum" dedi.
Ayşe Ege, "Palais Royal'de Joyce galeri de yarın bir sergimiz olacak. Biraz sonrada hangi modeller konulacak belirlememiz lazım. Enteresan bir sergi. Couture'nin etrafında diye bir sergi. Bu üçüncü Couture defilemiz olacak. Onlardan en beğendiğimiz parçaları sergileyeceğiz. Yarın açılışımız olacak" dedi.
Ece Ege, "Her zaman olduğu gibi çok emek verdiğimiz bir koleksiyon oldu. Hazırlanması aylarca süren işleme elbiseler var. Ceketlerle de en iyi noktaya getirinceye kadar uğraşıldı. Hepsi, telasının içine işlendi, yakalar konuldu. Bu zahmetli işleri kimse yapmıyor şimdi. Çok zaman aldığı için pahalı oluyor. Pahalı olduğu için de kimse almıyor, talep olmadığı için de zanaatı öldürdü. Çok moda, çok tüketme maalesef o yeteneği olan, kültürü olan bizim ısmarlamacı dediğimiz dönemin hepsi yok oldu. Dünyadan bahsediyorum. Bu çok çok acı bir şey. Bütün işleme atölyelerini de katarsanız bence yazık oldu. Herkes dışarı çıkarken ayağına basket, jean bir de tişört öyle çıkıyorlar. Kimse giyinmiyor. Ne kadar acı bir şey. Giyinmediği için de, bütün zanaat sektörü öldü. Acı olan bu. Bugün yapayım desen bulamıyorsun. İnşallah bu defile ile insanlar böyle giymek arzusuna kavuşurlar ve bu ölen zanaat tekrar gelişmeye başlar. Amaç buydu defilede. Konu stüdyo elli dört idi. Le palace biri New York biri Paris birbirinin rakibi ama oradakiler oraya gidiyor. Bütün Amerika'daki sinemacılar, yazarlar, filozoflar giderken, beyefendiler smokin içinde, hanımlar inanılmaz güzel şık elbiselerde." dedi.