
Bu BBC tarafından toplanan benzer ifadelerden biri. Rus askerlerin Batı Afrika ülkesindeki İslamcı militanlara karşı giriştikleri operasyonlarda kullandıkları taktikleri gösteriyor. İnsan hakları örgütleri bu yöntemleri kınıyor.
Mali'de 2021 yılında askeri cunta iktidarı ele geçirdi ve Fransız askerlerini isyanı durdurmada başarısız olmakla suçlayarak, ülkeyi terk etmeye zorladı.
Cunta, o dönemde Kremlin'e bağlı olan Wagner paralı asker grubunun yardımını alarak Rusya'ya yöneldi.
Wagner daha sonra ülkeden çekildi ve operasyonlar Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu tarafından devralındı.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin geçen ay yayımladığı bir rapora göre, Wagner'e bağlı paralı askerlerden bazıları, bu yılın ortasında kapatılana kadar yalnızca davet edilenlilerin katılabildiği bir Telegram grubunda vahşetlerini anlattılar.
Raporda, "İddiaya göre isyancılara ve sivillere yönelik cinayet, tecavüz, işkence, yamyamlık ve ceset tahribatına ilişkin fotoğraf ve videoları düzenli olarak paylaşıyorlardı" denildi.
Haziran'da yayımlanan raporda Wagner bağlantılı Telegram kanalına "sızıldığı", aralarında kesik kafalar ve oyulmuş gözlerin de bulunduğu 322 video ve 647 vahşet fotoğrafı ile "ırkçılıkla dolu" paylaşımların bulunduğu belirtiliyordu.
Konuştuğumuz esnaf Mali'den kaçmış ve şu anda Moritanya sınırındaki bir mülteci kampında yaşıyor.
Kendisine Ahmed adını verdik ve bu yazıda adı geçen tüm mağdurların isimlerini güvenlikleri açısından değiştirdik.
Ahmed, BBC'ye yaptığı açıklamada, sorunların Wagner savaşçılarının Ağustos 2024'te Nampala'nın merkezinde işlettiği büyük dükkana gelmesiyle başladığını söylüyor.
Ahmed, Wagner savaşçılarının, dükkanın müdavimleri olmalarına karşın, patronunu gözaltına almak istediklerini ve onu cihatçılarla işbirliği yapmakla suçladıklarını anlatıyor.
"Beni araca bindirip içeri ittiler ve ellerimi bağladılar" diye ekliyor.
"Wagner'in bir askeri bıçağı alıp, parmağıma dayadı ve bana, 'Dükkan sahibi nerede?' diye sordu. Ona başkent Bamako'da olduğunu söyledim, ancak bana, 'Yanlış cevap' diye yanıt verdi."
Ahmed, tercüman aracılığıyla konuşan Wagner üyelerinin kendisini Mali'deki iyi korunan bir askeri üsse götürüp, bir hangara koyduğunu söyledi.
"Ben ve üç Wagner çalışanı hangardaydık. Bir tankı suyla doldurup kıyafetlerimi çıkarmamı istediler. Çıkardım. Başımı suya daldırdılar ve neredeyse boğulana kadar tuttular, sonra düştüm. Daha sonra ayaklarını göğsüme bastırdılar ve derin derin soludum."
Ahmed, "Sonra başımı tekrar suya daldırdılar ve bana ikinci kez dükkan sahibini sordular ve ben de onlara Bamako'da olduğunu söyledim" diyor ve işkencenin üçüncü kez tekrarlandığında da ve aynı cevabı verdiğini ekliyor.

Göçebe topluluklar, develeriyle birlikte Mali'nin kuzeyindeki çölü boydan boya geçiyor.
Ahmed, daha sonra tanıdığı diğer insanların da bulunduğu küçük bir tuvalet bloğuna atıldığını söylüyor.
Aralarında Hüseyin de vardı. Hüseyin o kadar kötü dövülmüştü ki ilk başta onu tanıyamamış. "Yaklaşık 40 dakika sonra Umar'ı getirdiler."
O da çok kötü bir durumdaydı. İşkence yapmışlardı.
Ahmed, "O tuvalette uyuduk ve ertesi sabah bize bir parça ekmek ve küçük bir fincan kahve getirdiler" diyor.
Hangara geri götürüldüğünü ve Rus savaşçıların yüzüne ve başına bir bandaj sardığını söyledi.
"Göremiyordum. Konuşamıyordum. Duyamıyordum.
"Boğazıma bıçak dayadılar ve tercümandan bana bunun son şans olduğunu söylemesini istediler.
"Onlara gerçeği söylemezsem, kafamı keseceklerdi. Tercümana tüm bildiklerini paylaştığımı söyledim."
Ahmed, Rus sorgucuların daha sonra bandajı çıkarıp onu mutfağa attıklarını ve geceyi iki yabancıyla geçirdiğini söylüyor:
Sığır otlatırken nedeni söylenmeden alınan bir Tuareg ve develerini ararken alınan bir Arap.
Kuzey Mali'nin uçsuz bucaksız çöllerinde dolaşan göçebe Tuareg ve Arap topluluklarına şüpheyle bakılıyor.
Özellikle de 10 yıldan uzun bir süre önceki ayrılıkçı Tuareg hareketinin cihatçı gruplar tarafından ele geçirilmesinden bu yana. Şu anda asıl olarak El Kaide bağlantılı Cemaat Nusret el-İslam vel-Müslimin (JNIM) bayrağı altında faaliyet gösteriyorlar.
Ahmed, geceyi onlarla geçirdikten sonra hangara geri götürüldüğünü söyledi.
Ahmed "İki adamı da getirdiler ve benim önümde başlarını kestiler" diyor.
Dehşete kapılmış görünen Ahmed, BBC'ye sonrasında olanları anlatırken gözyaşlarını tutmaya çalışıyor.
"Taze kan kokusunu alabilmem için cesetlerden birini yanıma yaklaştırdılar ve 'Dükkan sahibinin yerini bize söylemezsen, sen de benzer bir akıbete uğrayacaksın' dediler."
Ahmed, hayatının ancak bir Wagner komutanının Mali ordusundan bir subayı arayıp, dükkân sahibinin cihatçılarla işbirliği yapmadığına dair güvence almasından sonra kurtulduğunu anlatıyor.
Ahmed, komutanın daha sonra üsse giderek onu, başka bir dükkân sahibini ve Umar'ı serbest bıraktığını söylüyor.
Ahmed "Orada 15 gün geçirdim. Sonra eşim ve çocuklarımla birlikte Moritanya'ya gitmeye karar verdim" diyor.
BBC, Rusya ve Mali Savunma Bakanlıkları'na yorum için ulaştı ancak henüz bir yanıt vermediler.

Aktör George Clooney ve eski ABD hükümet yetkilisi John Prendergast tarafından kurulan Sentry örgütü, Ağustos ayında yayınladığı bir raporda, Wagner savaşçılarının yalnızca sivillere karşı ihlallerde bulunmakla kalmayıp, Mali askeri hiyerarşisinde "kaos ve korku" yaratarak komutanları sessiz kalmaya zorladığını belirtti.
Raporda, bir Malili yetkilinin, Wagner çalışanlarının "Fransızlardan daha kötü" olduğunu söylediği ve "Adamlarımın onlardan daha aptal olduğunu düşünüyorlardı. Yağmurdan kaçarken doluya tutulduk" dediğini aktarılıyor.
Güvenlik durumunun kötüleşmesine karşın, görevini "tamamladığını" ilan eden Wagner, bu yılın Haziran ayında Mali'den çekildiğini duyurdu. Uzmanlar, savaşçılarının çoğunun Afrika Kolordusu'na dahil edildiğini söylüyor.
Senegal merkezli Timbuktu Enstitüsü düşünce kuruluşu, Afrika Kolordusu savaşçılarının %70 ila %80'inin daha önce Wagner'de görev yaptığını tahmin ediyor.
Temmuz'da yayımlanan bir raporda "Gerçekte, Afrika Kolordusu, yargısız infazlar ve işkence eylemleri de dahil olmak üzere Wagner'in insan hakları ihlalleri mirasını devralıyor" deniliyor.
Ancak şiddet izleme grubu Acled, ilk göstergelerin Afrika Kolordusu'nun faaliyetlerinin Wagner'inkinden daha hafif olduğuna işaret ettiğini belirtiyor.
Acled'in kıdemli Batı Afrika uçmanı Héni Nsaibia BBC'ye yaptığı açıklamada "Kasıtlı sivil öldürme veya toplu vahşet içeren olayların sayısı gözle görülür şekilde azaldı" diyor.

Wagner, askeri cuntanın Rusya'ya yönelmesinin ardından Mali'ye konuşlandırıldı.
BM'ye göre, çatışma yaklaşık 50 bin kişiyi Moritanya'daki M'berra mülteci kampına kaçmak zorunda bıraktı.
Bunlar arasında, BBC'ye geçen yıl kocasının kurşun delikleriyle dolu cesedinin nehre atılmasının ardından beş çocuğuyla birlikte köyünden kaçtığını söyleyen Bintu da var. Görgü tanıkları kocasının at sırtındayken defalarca vurulduğunu söyledi.
Bintu kamptaki evinin dışındaki küçük alanı süpürürken "Çocuklarıma kim bakacak Bana kim bakacak?" diye soruyor ve "Wagner ismini duyduğumda travma geçiriyorum. Korkuyorum" diyor.
"Wagner kelimesinden nefret ediyorum çünkü bana mutsuzluk getirdiler."
BBC konuşmak için yaklaştığında, bir diğer mülteci olan Yusuf, bir gölgeliğin altında oturuyordu. Üzerinde lacivert bir kıyafet, başında beyaz sarık vardı. Gözleri yaşadığı travmayı yansıtıyordu.
Arkadaşlarıyla birlikte Moritanya sınırı yakınlarında sığır güderken, temiz su almak için bir kuyunun başında durduklarını ve uzakta bir toz bulutu gördüklerini anlatıyor.
Yusuf, bir aracın kendilerine doğru hızla geldiğini ve bunların, hiçbir sebep yokken kendilerini dövmeye başlayan Wagner savaşçıları olduğunu söylüyor.
Yusuf, bir Wagner savaşçısının kendisini "kuyuya atmakla tehdit ettiğini", ancak bir diğerinin onu engellemek için araya girdiğini belirtiyor.
Daha sonra arkadaşları ile birlikte, her biri üçer Wagner görevlisi taşıyan farklı araçlara bindirildiklerini söylüyor.
"Arabayı sürerken, yol boyunca beni dövdüler, tekmelediler, postallarıyla yüzüme ve kafama ve göğsüme vurdular. Sığırlarımıza ne olduğunu bilmiyorum."

Moritanya, Mali'deki çatışmalardan kaçanlar için güvenli bir liman haline geldi.
Arkadaşlarıyla birlikte Léré kasabasının kuzeyindeki bir askeri kampa götürüldüklerini ve orada işkence gördüklerini söylüyor.
"Bir adam elinde metal bir çubukla geldi, bizi o kadar kötü dövdü ki, öleceğimi sandım. Kıpırdayamadık, kaçmamızı engellemek için uyluklarımıza ve bacaklarımıza sertçe vurdular."
Yusuf, daha sonra bir ofise sürüklendiklerini ve bayılana kadar dayakların sürdüğünü söylüyor.
Kendine geldiğinde, ellerinin arkadaşlarından birinin hareketsiz ellerine bağlı olduğunu fark ettiğini ekliyor.
"Sonra yüzüme bir motosiklet yaklaştırdılar, motoru çalıştırdılar ve beni tamamen uyandırmak için egzozu burnuma üflediler.
"Aynısını arkadaşıma da yaptılar ama o cevap vermedi.
"İşte o zaman öldüğünü anladılar."
Yusuf, arkadaşının cesedine ne olduğunu bilmediğini, ancak diğer arkadaşlarıyla birlikte kendisinin yine hiçbir açıklama yapılmadan serbest bırakıldığını söyledi.

Eski esnaf Ahmed, kendi işkence deneyiminden önce Wagner'in nasıl kitlesel çapta zulümler işlediğini söyledi. Hatta bir keresinde tüm Nampala kasabasını ve çevre köyleri kuşatma altına aldığını görmüş.
Paralı askerler, uydu telefonu kullandığını iddia ettikleri bir kişiyi ararken, bir futbol sahasında toplananlar arasındaydı.
Ahmed "Sikou Cissey ismini bağırdılar. Geleneksel bir şapka takan, sıradan bir adamdı. Daha sonra bir fıçıyı suyla doldurdular, bacaklarından tutup kafasını artık nefes alamayacak hale gelene kadar fıçıya soktular" diyor.
Malili askerler bakarken, Wagner savaşçıları futbol sahasına kazma ve kürekler getirttiler. Ahmed, insanları uydu telefonu kullandığı iddia edilen kişi ortaya çıkana dek, kendi mezarlarını kazacakları korkusu yaşatmaya çalıştıklarını belirtiyor.
Ahmed, bütün gün yakıcı güneşin altında bekletilen kasaba sakinlerinin serbest bırakıldığını, ancak bir kişinin paralı askerler tarafından götürüldüğünü ve akıbetini bilmediğini söylüyor.
Wagner savaşçılarının adalet önüne çıkartılmasını ve katliamlardan sorumlu tutulmasını istediğini anlatıyor.
Kampta siyah kıyafetiyle otururken, "Bana kabuslar yaşatıyor" diyor ve hâlâ bir esnaf olarak olarak sıradan hayatına geri dönüp dönemeyeceğinden emin değil.