ABD'de polisin George Floyd'u öldürmesinin ardından protesto gösterileri ülke genelinde yayıldı. Anonymous adlı, maskeli hacker'ların oluşturduğu grup da, protestolar sırasında küllerinden doğarak yeniden harekete geçti.
Yıllar önce "adaletli olmadığına inandığı" kişi ve grupları siber saldırılarla hedef alan grup, haberlerde sıkça karşımıza çıkıyordu.
Bir süre sonra eylemlerini büyük oranda azaltan grup, yıllar süren sessizliğin ardından, Minnesota eyaletindeki Minneapolis şehrinde George Floyd'ün polis tarafından öldürülmesiyle başlayan ve ülke çapında yayılan protesto gösterileri sonrası, "polisin birçok suçunu açığa çıkarma" sözü verdiğini duyurdu.
Ancak bu gizemli grubun aslında ne için çalıştığını bilmek zor.
Anonymous grubu kimdir?
Siber saldırılarda, 'hacking' yaparak eylemler gerçekleştirdiği için "hacktivist" olarak tanımlanan grubun bilinen bir lideri ya da yüzü yok. Çok kalabalık bir grup olduğu gerekçesiyle kendilerine "lejyon" diyorlar.
Merkezi bir teşkilatlanması ya da emir komuta zinciri olmadığı için, herkes bu gruba üye olduğunu duyurup bir parçası olarak çalışmaya başlayabilir.
Bu da, tüm üyelerin farklı öncelikleri olabileceğini ve grubun tek bir gündemi ya da hedefi olmadığını gösteriyor.
Ancak genel hatlarıyla aktivist olan grup üyeleri, "görevi kötüye kullanmak, adil olmamak" gibi konularda suçladıkları kişileri ya da kurumları hedef alıyor ve eylemlerini herkesin görebileceği, duyabileceği şekilde yapıyor.
Örneğin bu kişi ya da kurumların internet sitelerini ele geçiriyor ya da kendi sistemlerinden çıkarıyor.
Sembolleri ise Guy Fawkes maskesi. Maske, Alan Moore'un V for Vendetta isimli romanıyla popüler olmuştu. Romanda faşist ve baskıcı bir iktidara karşı savaşan devrimci bir anarşist bu maskeyi kullanıyordu.
Hangi eylemleri yaptılar?
George Floyd protestoları sırasında çeşitli şekillerde yapılan siber saldırıları Anonymous grubu üstlendi.
Minneapolis Emniyet Müdürlüğü'nün internet sitesi hafta sonu geçici bir süreyle kapatıldı.
Bu, çok zor olmayan ancak etkili bir siber saldırı yöntemi. Bu yöntemde sunucuya çok yoğun veri akışı yapılıyor ve sunucu bununla başa çıkamayınca çalışmayı durduruyor. Tıpkı indirim zamanları alışveriş yapılan mağazaların internet sitelerine yoğun talep olduğunda geçici süre servis dışı kalması gibi...
Minneapolis'teki tüm polislerin elektronik posta adresleri ve bunlara ait şifrelerin bulunduğu bir liste de insanlar arasında dolaşmaya başladı. Emniyet müdürlüğünün internet sitesinden alındığı iddia edilen listeyi ele geçiren ve paylaşıma sokanın da Anonymous olduğu belirtiliyor.
Ancak emniyet müdürlüğünün sunucusunun hack'lendiğine dair bir kanıt yok. Troy Hunt isimli araştırmacı, daha önce hack'lenen verilerin bir araya getirilerek listenin oluşmuş olabileceğini söylüyor.
Birleşmiş Milletler'e bağlı küçük çaplı bir kuruluşun da internet sitesi, George Floyd'un hatırası için kurulmuş bir internet sitesine dönüştürüldü. Daha önce bulunan içerik yerine "Güçle uyu George Floyd" yazılarak Anonymous logosu eklendi.
Twitter'da da doğrulanamayan bazı paylaşımlar viral oldu. Bu paylaşımlarda, polis radyolarından müzik yayını yapıldığı ve iletişimin engellendiği görülüyor.
Ancak uzmanlara göre polis radyosu görüntüleri hack'leme olayı olmayabilir. Protestolar sırasında bir eylemci, polislerden birine ait bir telsiz cihazı ele geçirmiş ve radyo yayını yapacak şekilde ayarlamış olabilir. Tabii görüntüler doğruysa...
Anonymous, yıllardır Başkan Donald Trump'a yöneltilen suçlamaları da yeniden paylaşıma soktu. Bu suçlamalar, davacının mahkeme sonuçlanmadan gönüllü olarak geri çekildiği bir mahkeme kayıtlarına dayanıyor.
Daha önce ırkçılık konusunda harekete geçtiler mi?
Anonymous grubunun daha önce organize olarak herhangi bir ırkçılık karşıtı eylem yaptığı görülmemişti ancak geçmişte grup üyelerinin ırkçılıkla suçladığı bazı grupları hedef aldığı biliniyor.
2014'te, Missouri eyaletinin Ferguson kentinde Michael Brown vurularak öldürüldüğünde de geniş çaplı protesto gösterileri düzenlenmiş; Anonymous da protestocuların zarar görmesi halinde Ferguson belediyesini hedef alacağını açıklamıştı.
Ardından belediyenin internet sitesini çalışamayacak hale getirdiler, belediye binasındaki iletişimi kestiler ve emniyet müdürünün iletişim kanallarına girdiler.
Aynı yılın devamında, Ku Klux Klan'a karşı "savaş ilan ettiler" ve ırkçı grubun üyesi olduğunu iddia ettikleri bazı kişilerin isimlerini ve kişisel verilerini internet ortamında yayımladılar.
Bazı Anonymous üyeleri ise "beyaz karşıtı ırkçılık yaptığı" gerekçesiyle "Black Lives Matter" adlı siyah hakları savunucusu grubun internet sitesine saldırdı.
Bu gerçek bir geri dönüş mü?
BBC'nin New York muhabiri Nick Bryant, George Floyd'un öldürülmesinin yol açtığı olayları "Martin Luther King'in 1968'de suikaste uğramasının ardından ülkedeki en geniş çaplı ırkçılık karşıtı ayaklanma ve karışıklık" olarak tanımlıyor.
Anonymous'la bağlantısı olduğu belirtilen bir Facebook sayfasında da George Floyd'un ölümüyle ilgili bir video yayımlandı. Videoda Minneapolis polisinin karıştığı iddia edilen diğer suçlar sıralanıyordu. Anonymus, polisi "harekete geçmekle" tehdit etti.
Aynı Facebook sayfasında birkaç hafta önce UFO (tanımlanamayan uçan cisim) ve "Çin'in dünyayı ele geçirme planı" gibi videolar da paylaşılmıştı. Bu videolar da, George Floyd videosu gibi, elektronik ortamda bozulmuş bir ses duyuluyor ve konuyla ilgili yayımlanmış haberleri değerlendiriyor.
Bu Facebook sayfası, Minneapolis Emniyet Müdürlüğü'nün internet sayfası kapatıldığında çok daha fazla kişi tarafından fark edildi ve paylaşılmaya başladı.
Bu normalde Anonymous'un yaptığı türden bir siber saldırı mı?
Anonymous'un yaptığı ve manşetlere çıkan ilk büyük operasyon, 2008'de Scientology tarikatına karşıydı ve yine veri yığma yöntemiyle örgütün bazı internet sitelerini çalışamaz hale getirmişlerdi. Aynı zamanda sahte telefon çağrıları ve faks mesajlarıyla örgütün iç iletişimini de engellemişlerdi.
Devam eden yıllar içinde büyük olaylarda Anonymous'ın adını duymaya devam ettik.
Örneğin 2008-2009 küresel ekonomik krizinde Sony Entertainment'ı PlayStation 3 oyun konsolunu hack'leyerek hedef almıştı. 2010'da başlayan ve 'Arap Baharı' olarak adlandırılan protestolarda Arap ülkelerinde yönetimlerine karşı ayaklanan halkların yanında yer almıştı. 'Wall Street'i işgal et' protestolarında da protestocuları desteklemişti.
Benzer olaylarda ve dünya çapında yerleşik düzene karşı düzenlenen eylemlerde protestoculara ve aktivistlere destek vermeye devam etse dei yıllar içinde manşetlerdeki ya da ön sayfalardaki yerini kaybetti.
Ancak ABD'de son günlerde büyüyen krizde, devrimci imajı ve güçlü oluşumlara karşı çıkmaya hazır tavrıyla, eski heyecanını yeniden kazanmış ve yeniden daha fazla insanın ilgisini çekmiş gibi görünüyor.