New York Belediye Başkanı Eric Adams, gençlerin ruhsal sağlığıyla ilgili sorunları körüklediği gerekçesiyle Facebook, Instagram, Snapchat, Tiktok ve You Tube aleyhine dava açtı.
Davayla ilgili mahkemeye sunulan 311 sayfalık şikayet dilekçesinde, sosyal medya platformlarının, çocukları ve gençleri kasıtlı olarak manipüle etmeyi ve sosyal medya uygulamalarına bağımlı kılmayı kasıtlı olarak tasarladıkları iddia edildi.
VOA'dan Can Kamiloğlu'nun bildirdiğine göre, New York Belediyesi, dava dilekçesinde yüzlerce örnek göstererek bu beş farklı sosyal medya platformunun çocuk ve gençlerin öğrenme ortamını bozan davranış bozukluğu sorunlarını tetiklediğini iddia etti. New York Belediyesi’nin dava dilekçesinde, sosyal medya platformları çalışanlarının iddiaları destekleyen görüşlerine de yer verildi.
Şikayet dilekçesinde, bu sosyal medya şirketlerine karşı harekete geçilmesi, gençlerin bu bağımlılık yapıcı ve zararlı uygulamaları kullanmaları konusunda yeni kısıtlamalar getirmeleri talep edildi.
Bu platformların, kasıtlı olarak manipülatif, bağımlılık yapıcı özellikler tasarlayarak ve gençleri hedef alan zararlı algoritmalar kullanarak, para kazanmayı çocukların refah ve sağlığına karşı tercih ettikleri öne sürüldü. Sosyal medya şirketlerinin bu suistimalden ve çocuklara verdikleri zararlardan sorumlu tutulmaları gerektiği belirtildi.
"Sosyal medya çocuklarımızın ruh sağlığını bozuyor”
New York Belediye Başkanı Adams, yaptığı açıklamada, "Son on yılda, çevrimiçi dünyanın bu platformlar aracılığıyla gençlerimizin, çocuklarımızın üzerinde ne kadar bağımlılık yaptığını, onlar üzerinde ne kadar bunaltıcı etki yaratabileceğini, çocuklarımızı aralıksız zararlı içerik akışına maruz bırakıp, ulusal çapta gençlik ruh sağlığı krizini körüklediğini gördük. Şehrimiz yenilik ve teknoloji üzerine inşa edilmiştir, ancak birçok sosyal medya platformu çocuklarımızın ruh sağlığını tehlikeye atıyor, bağımlılığı teşvik ediyor. Bugün, bu şirketlere karşı durmak için milyonlarca New Yorklu adına cesur adımlar atıyoruz’’ dedi.
"Teknoloji şirketleri gençlere zarar vererek para kazanıyor”
New York Başsavcısı Letitia James, sosyal medya şirketlerinin çocukların güvenliklerini ve refahlarını göz ardı etmesinden kaynaklanan bir akıl sağlığı kriziyle karşı karşıya kalındığını söyledi.
Başsavcı James, "Sosyal medyanın zararlı etkileriyle mücadele etmeyi çocuklarımıza borçluyuz ve Belediye Başkanı Adams'ı bu şirketleri sorumlu tutmak için bugün bu önemli eylemi gerçekleştirmesinden dolayı kutluyorum. Bu dava, bu durumu dizginleyecek mevzuat için yaptığımız önemli çalışmaya dayanıyor. Sosyal medyada en bağımlılık yapıcı ve tehlikeli özellikler var. Bunlar engellenmeli. Büyük teknoloji şirketlerinin gençlere verdikleri zarardan kâr elde etmeleri kabul edilemez” dedi.
"Sosyal medya hava kirliliği ve nikotinden farksız bir toksin”
New York Belediyesi Sağlık Müdürü Dr. Ashwin Vasan, sosyal medyayı "dijital platformdaki kurşun, hava kirliliği ve nikotin gibi bir toksin’’ olarak nitelendirdi.
Sağlık Müdürü Vasan, çevresel toksinlerin halk sağlığına en az zarara neden olacak şekilde düzenlemesi, kontrol edilmesi ve hafifletilmesi gerektiğini, aynı uygulamaların bir toksin olarak her geçen gün zararları daha da artan sosyal medya tehdidine karşı da getirilmesi gerekliliğini vurguladı.
Vasan, "Bu dava, şehrimizin, gençlerin sosyal medyanın ruh sağlığı ve refahı üzerindeki etkilerinden korunmasını sağlama konusundaki kararlılığının en son örneğidir. Teknoloji devleri için ‘bırakınız yapsınlar’ günleri sona ermeli. Artık onlardan kendi kendilerini düzenlemelerini beklemek saflık olur. Bir ebeveyn ve şehrin doktoru olarak toplumun sağlığını korumak adına bu platformlar çocuklarımızın sağlığına zarar verirken bizler de boş durmayacağız’’ dedi.
New York Belediyesi Sağlık Bölümü Davranış Bozuklukları Bölümü yetkilisi Omar Fattal, sosyal medyanın, bilgi paylaşımı ve topluluk oluşturmak için bir araç olarak kullanılabileceğini ancak bir ruh sağlığı hekimi olarak, sosyal medyanın birçok gencin ruh sağlığı üzerinde devam eden derin olumsuz etkilerine de tanık olduğunu belirtti.
Fattal, "Sosyal medya siber zorbalığa, çevrimiçi saldırganlara, mahremiyet kaygılarına ve artan depresyon, kaygı, izolasyon duyguları ve hatta intihar riskine kadar ruhsal bozukluklara neden oluyor’’ dedi.