Zonguldak'ta kömür ocağında çalışan işçiler, yerin metrelerce altında ilk sahurlarını yaptı.
Zonguldak'ta kömür ocağında çalışan işçiler, yerin metrelerce altında ilk sahurlarını yaptı.
Kilimli ilçesinde bağlı Gelik beldesindeki özel maden ocağı firmasında çalışan işçiler, sahur vakti, ahşap direk ve kalaslardan oluşturdukları sofrada yemek yedi.
Sofralarındaki domates, biber, peynir, konserve ve ekmekten oluşan yiyecekleri, ocak içinde kömürden kararmış elleriyle yiyen işçiler, ezan vaktinin gelmesiyle oruç için niyette bulunup, dua etti.
İşçiler, daha sonra maden ocağındaki mesailerine devam etti.
Madende 6 yıldır çalışan Ramazan Muyan (31), AA muhabirine, madenciliğin dünyanın en zor mesleği olduğunu,ramazan ayında işçilerin sahur ve iftarlarını yerin metrelerce altında yaptıklarını söyledi.
Yer altına alıştıklarını, işin ağırlığına rağmen Allah'ın ramazan ayında kolaylık verdiğini ifade eden Muyan, "Ailemizden uzak, ramazanın ilk sahurunu yapıyoruz. Tüm Müslüman aleminin ramazan ayını kutluyorum. Arkadaşlarımızla sahur yaptık. İnşallah orucumuzu tutacağız. İftarımızı da inşallah ailemizle açacağız. Dışarıda hava sıcak, ocaklar serin. Ramazanın yaz mevsimine gelmesi nedeniyle, sıcak hava insanları zorlayabiliyor. Yaklaşık 6 yıldır Ramazan ayında vardiya dönüşlerinde ya sahur yapıyoruz ya da iftar açıyoruz" diye konuştu.
İşçilerden Ertan Ulusoy (43) da her ramazanda mesai saatlerine göre ya sahur ya da iftar sofralarında mesai arkadaşlarıyla bir araya geldiklerini dile getirdi.
Ailelerinin rızkı için yer altında çalıştıklarını, her türlü zorluğa da göğüs gerdiklerini anlatan Ulusoy, "Hem çalışıyoruz, hem de orucumuzu tutuyoruz. Dışarıda çalışsaydım sıcakta oruç tutmak daha zor olurdu. Yer altı serin olduğu için ramazanın yaz mevsimine geldiği dönemde avantajlıyız" dedi.
Madencinin buruk sahuru
Diğer taraftan, AA muhabirinin sahurda görüştüğü Soma'daki maden faciasından yaralı olarak kurtulan Ahmet Mutluer de daha güvenli olduğunu söyledikleri için 2012'de Soma Kömür İşletmeleri'ne geçtiğini, ilk gittiğinde karşılaştığı çalıştırma ortamının zamanla bozulmaya başladığını söyledi. Son dönemde "kömür" diye diye insanların canının hiçe sayılmaya başladığını savunan Mutluer, "Defalarca yangınlar, göçükler ve ölümler oldu. Bu ölümlerde aynı ocakta başka bir ayakta cenaze oluyor, onu çıkartıyorlar. Haberimiz bile olmuyor. Diğer taraftan yanımıza gelen arkadaşlarımız söylerse o zaman haberimiz oluyordu. Diğer tarafta hiç bir şey olmamış gibi kömür üretmeye devam ediliyordu" dedi.
Mutluer, faciada hayatını kaybedenlerle her zaman ekmeğini paylaştıklarını belirterek, "Yeri geldi suyumuzu, ekmeğimizi paylaştık. Bu olay çok acı. Ramazan'ın ilk gecesini çocuklarım ve eşimle bir şekilde geçiriyoruz. Şehit yakınları şu an nasıl bir acı içindeler, nasıl bir hayat içindeler onu düşünüyorum. Yani rahat değiliz" diye konuştu.
Mutluer'in eşi Zeliha Mutluer de kazayı ilk haber almasının ardından eşini görene kadar rahat edemediğini ifade ederek, "İlk gördüğümde alnımı secdeye koydum. Fakat şimdi eşim sağ-ölü arasında. Hayattan kopmuş durumda" diye konuştu.
Eşinin sigaraya başladığını söyleyen Mutluer, "Ben de ne yapacağımı bilmiyorum. İki tane çocuğum var" dedi.