Bilim ve Teknoloji 02.11.2017 14:24 Güncelleme: 02.11.2017 14:32

İşte yerli otomobili üretecek 5 firma

Türkiye'nin otomobili için yola çıkılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çağrıyı yaptı. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TOBB koordinasyonunu yürüttü. 5 firma elini taşın altına koydu ve Ortak Girişim Grubu'nu oluşturdu. 60 yıllık rüya için imzalar bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde atılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan yerli otomobili yapacak beş firmayı açıklıyor.
İşte yerli otomobili üretecek 5 firma
Ortak Girişim Grubu’nda 5 babayiğit bulunuyor. Anadolu Grubu (Isuzu), BMC, Kıraça Holding (Karsan Otomotiv), Turkcell ve Zorlu Holding (Vestel), Ortak Girişim Grubu içerisinde tecrübelerini, güçlerini birleştirecek. Hedef 2018’in başında Türkiye’nin Otomobili’ni yapacak şirketi kurmak.Türkiye’nin otomobili için imzalar atılıyor: 5 babayiğit kolları sıvadı

Türkiye'nin Otomobili Ortak Girişim Grubu Tanıtım Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu mesajları verdi:

Sayın Başbakan, değerli misafirler, hanımefendiler beyefendiler sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Öncelikle Hakkari ve Tunceli’de teröristlerle çıkan çatışmalar neticesinde 8 şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Teröristlerden ise 17’si Hakkari, 5’i Tunceli olmak üzere 22 terörist de bu çatışmalarda etkisiz hale getirilmiştir. Şuanda da çatışmalar yine aynı şiddette devam ediyor. Hep söylediğimiz gibi biz şehidimizin kanını yerde bırakmayacağız. Sonuna kadar bu teröristleri bitirinceye kadar bu mücadelemizi devam ettireceğiz. Zira bu ülkede terörün egemen olmadığını bu zihniyetlere göstereceğiz. Onun için de ben şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize şifalar diliyorum.

"MİLLETİMİZİN HAYALİYDİ"

Türkiye’nin otomobili için elini taşın altına koyan babayiğitlerimizi ilan edeceğimiz bu toplantının bu vesileyle ülkemize milletimize sektörümüze girişim grubumuzu oluşturan şirketlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu projede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Merhum Muhammed Ali, "Hayal gücü olmayan insanın kanatları yoktur” diyor. Bizim de bugün ortak girişim grubunun tanıtımı için bir araya geldiğimiz markası Türk, tasarımı Türk, mühendisliği Türk, üretimi Türk, pazarlaması Türk bir otomobile sahip olma hayalimiz vardı. Aslında bu milletimizin de hayaliydi.

Bundan 20 yıl 30 yıl önce yerli otomobil konusundaki tereddütleri anlayabiliyorum. Ülkemizde toplam 91 bin otomobilin satıldığı 2001 yılında böyle bir teşebbüsün ekonomik bulunmaması gayet tabiidir. Ama geçtiğimiz yıl itibariyle yılda 757 bin otomobil satışına ulaşmış bir Türkiye’de hala adım atılmıyor olması artık ülkemizin bir ayıbı haline gelmişti. Bugün tarihi bir adıma atıyoruz.

Biraz sonra isimlerini tek tek açıklayacağım ortak girişim grubumuzdan beklentimiz, hazırlık sürecini hızla tamamlayarak en geç 2019’da otomobilimizin prototipini tamamlaması, 2021’de de ticari satışına başlamasıdır. Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında özel bir yere sahip olduğuna inandığım bu projede en küçük bir gecikme istemiyoruz. Karşınıza çıkacak sorunların çözümü, engellerin aşılması noktasında cumhurbaşkanı olarak bizzat yanınızda yer alacağımı belirtmek isterim.

"İLK OTOMOBİLİ BEN ALACAĞIM"

 Hatta gerekiyorsa sırf bu projenin takibi ve sıkıntıların bertaraf edilmesi için cumhurbaşkanlığında da şöyle bir ekibi görevlendireceğimi bilmenizi istiyorum. Artık zaman kaybına tahammülümüz bulunmuyor. Madem ki bu babayiğit arkadaşlarımız ellerini taşın altına soktular, bize de onlara gereken her yerde destek vermek düşer. Şimdiden açıklıyorum, piyasaya süreceğiniz ilk otomobilin bedelini ödemek şartıyla taliplisi de benim.

"İLK ÜÇ DÖNEMİ KAÇIRDIK"

İkinci dünya savaşına olan dönemi otomobil sektörünün başlangıç ylı olarak ifade etmek mümkündür. 1945’ten 80’lere kadar olan dönem sıçrama dönemidir. 80’den günümüze süreçte sektör küreselleşirken, diğer yandan da Güney Kore Çin Hindistan gibi yeni aktörler devreye girmişler. Hibrid otomobiller, elektrikli otomobiller, sürücüsüz otomobillerle sektörün farklı dönemine şahit oluyoruz. İlk üç dönemini kaçırdık. Terör olayları, darbeler, toplumsal huzursuzluklar gibi faktörler buna imkan vermedi. Aynı hatayı bir kez daha yapmayacak, sektörün dördüncü dönemini inşallah ıskalamayacağız.

Dolayısıyla üretilecek otomobilin de bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarına uygun olacağından şüphe duymuyoruz. Bu otomobilin öncü ve taşıyıcı gücü ortak girişim grubu olacaktır. Bu otomobil tüm Türkiye’nin katkısıyla ortaya çıkacaktır. Ortaya doğru dürüst bir ürün konduğunda milletimiz buna dört elle sarılacak tercihini bu araçtan yana kullanacaktır. Dünyaya pazarlanması konusunda da her türlü desteği vereceğimizden emin olunuz. Tüm markaların ortaya çıkışlarında devlet desteği aldıklarını biliyoruz. Bizim de bu şekilde hareket etmemizden daha tabii bir şey olamaz.

"HİBRİD VE ELEKTRİKLİ OTOMOBİLE YÖNELMEK İSTERLERSE MEMNUN OLURUZ"

Halen TÜBİTAK bünyesinde üzerinde çalışmalar yapılan platform girişim grubumuzun emrine amadedir. Doğrudan hibrid ve elektrikli otomobile yönelmek isterlerse daha da memnun oluruz. Kararları ne olursa olsun, biz kendilerine her türlü desteği vereceğiz. Yeter ki Türk milletini bu büyük hayaliyle buluştursunlar. Bizim bu heyecanımız ve destek beyanımız ortak girişim grubuna özel değildir. Biz ülkemizi geleceğe taşıyacak, hedeflerini yaklaştıracak adım atma niyetine ve samimiyetine sahip herkes için aynı hissiyata sahibiz. Eğer bu proje için daha önceleri başkaları aynı iradeyi ve kararlılığı göstermiş olsalardı onların da yanında yer alacaktık. Bundan sonra da hangi alan olursa olsun projesi olanlara kapımız açıktır.

Konvansiyonel yöntemlerle geldiğimiz yer elbette önemlidir. Türkiye’yi 15 yılda üç kat büyütme başarısını bu şekilde gerçekleştirdik. Ancak orta gelir tuzağından kurtulup yüksek gelirli ülkelere çıkmanın yolunun tasarımdan yüksek teknolojiden geçtiğini de çok iyi biliyoruz. Ne pahasına olursa olsun üretim ve bu noktada yüksek teknolojiye sahip üretim bu anlayışla yapılacak yatırımlara hep birlikte öncelik tanımalıyız. Çünkü bu işin aktörleri şu anda bu salonda.

Bunun yolu örneğin madenlerimizi taş ve toprak karışımları olarak değil mamul olarak ihraç etmekten geçer. Otomobilin parçalarını üretmekten değil, yazılımının da kendimizin geliştirmesinden geçiyor. Sonuçta ekonominin ve teknolojinin gittiği yön bellidir. Bizim de kendimizi buna göre ayarlamamız şart. Daha önceki fırsatları, girişimcilerimizin ayağına pranga vurarak, işlerini zorlaştırarak, kendi iç meselelerimizle uğraşmaktan dolayı kaçırmıştık. Milletimiz hala merhum Nuri Demirağ’ın uçak fabrikası projesinin niçin neticeye ulaşmadığını anlamakta zorlanıyor. Uçaklardan birinin düşmesi olsa da işin gerisinde başka tezgahlar bulunduğu da ortadadır. Girişimin akamete uğramasının şirketin iflası olarak gerekçesi de kimseyi ikna etmemiştir. Devrim otomobilinin deposuna yakıt konmadığı için yolda kalması gerçek sebebi asla olamaz.