Diyabetli birey sayısı dünya çapında günden güne artarken, bu gidişata dur demek için bir an önce harekete geçmemiz gerekiyor!
Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) rakamlarına göre tüm dünyada 20-79 yaşındaki insanlar arasında 415 milyon, Türkiye'de ise 7 milyonun üzerinde diyabetli bulunuyor. Türkiye olarak yaş aralığı baz alındığında Avrupa’daki en yüksek karşılaştırmalı prevelans rakamına ve üçüncü en yüksek diyabetli birey sayısına sahip ülkeyiz. Aynı istatistiklere göre, dünya üzerinde 193 milyon, Türkiye'de ise 2,7 milyon kişide henüz tanı konmamış diyabetli olduğu düşünülüyor. IDF'in, 2040 yılı için gerçekleştirdiği tahminlerde, tüm dünyadaki diyabetli sayısının 642 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor1,2.
Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF), Dünya Diyabet Günü kapsamında dünyadaki diyabet prevalansına ilişkin yayınladığı yeni tahminlerde, her 11 kişinin 1'inin hâlihazırda diyabetli olduğunu belirtiyor. Bu, dünya üzerinde 425 milyon kişinin bugün diyabetle mücadele ettiği anlamına geliyor ve 2015 yılına oranla 10 milyona yakın artış demek oluyor. 2040 yılında bu rakamın 642 milyon olması bekleniyor. Erken teşhis edilememesi ve iyi yönetilememesi gibi durumlarda diyabetin; gözlerimiz, kalbimiz, böbreklerimiz, ayaklarımız ile sinir sistemimizde oluşturduğu komplikasyonlarla birlikte 2045 yılında toplamda 700 milyon kişiyi etkilemesi bekleniyor. 350 milyondan fazla yetişkinin, şu anda diyabetin en yaygın şekli olan tip 2 diyabet riski altında olduğu belirtiliyor.
IDF, bu yıl, 2017 yılı Dünya Diyabet Günü ana temasını "Kadınlar ve Diyabet- Sağlıklı Bir Gelecek Hepimizin Hakkı” olarak belirledi.
Günümüzde 199 milyon diyabetli kadın var ve bu sayının 2040 yılında 313 milyona yükselmesi bekleniyor.
Her beş diyabetli kadından ikisi doğurganlık yaşında ve bu kadınlar tüm dünyada 60 milyondan fazla.
Diyabet dünyada kadınlar arasındaki dokuzuncu yaşam kaybı sebebi; bu da yılda 2.1 milyon yaşam kaybına eşdeğer.
Tip 2 diyabetli kadınlar, diyabetli olmayanlara göre neredeyse 10 kat daha fazla koroner kalp rahatsızlığına yakalanma riskine sahip.
Tip 1 diyabetli kadınlardaki düşük yapma ve anormal doğum riski giderek artıyor.
IDF rakamlarına göre dünyada şu an 200 milyon diyabetli kadın bulunuyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde erken teşhis, tedavi ve bakıma erişimde çok sayıda engelle karşılaşıyorlar. Diyabet, anne ve çocuk sağlığını ciddi bir biçimde etkiliyor ve çoğunlukla ihmal ediliyor. Altı doğumdan biri gebelik sırasında ve sonrasında oluşan sorunlardan etkileniyor.
Kadınlar ve genç kızlar, gelecek nesillerin sağlığını ve refahını iyileştirmek amacıyla sağlıklı yaşam biçimlerinin benimsenmesinde rol alan önemli aracı.
Tip 2 diyabet vakalarının neredeyse yüzde 70'i sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenerek önlenebilir.
Yetişkinler arasındaki erken ölümlerin yüzde 70'i büyük oranda gelişme (ergenlik) çağında edinilen olumsuz davranışlardan (sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, tütün mamulleri kullanımı vb gibi) kaynaklanıyor.
Anneler, çocuklarının gelecekteki sağlık durumları üzerinde büyük etkiye sahip.
Araştırmalar; gerekli imkânlar tanındığı takdirde kadınların doğru beslenme, kendi sağlıkları ve çocuklarının sağlığı ile eğitim konularının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi yönünde başarılı uygulamalar yapabileceklerini gösteriyor.
Evde beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıklarını çoğunlukla kadınlar belirliyorve bu yüzden evin içinde ve dışında oluşabilecek hastalıkları önleme ve engelleme konusunda etkililer.
Tip 2 diyabetin önlenmesine yönelik olarak kadınlar ve genç kızların bilgi ve eğitime ulaşmaları kolaylaştırılmalı ve buna bağlı olarak bilinç düzeyi arttırılmalı.
Diyabetin önlenmesi amacıyla özellikle gelişmekte olan ülkelerde gelişme (ergenlik) çağında olan genç kızların fiziksel egzersiz olanaklarının teşvik edilmesi bir öncelik olmalı.