Libya'nın liman kenti Derne'yi vuran yıkıcı sel felaketinde 5 binden fazla insan hayatını kaybettiği tespit edilmiş durumda. Binlercesinin kayıp olduğu biliniyor.
Tsunami benzeri dev bir sel suyu şehrin denize doğru mahallelerini yerle bir ederken yüzlerce kişiyi de denize sürükledi.
Şehirdeki durumu "felaketin de ötesinde" olarak nitelendiren Libyalı bir gazeteciye göre çoğu aile tüm bireyleri ile sele kapıldı.
BBC Verify ve BBC Görsel Gazetecilik ekibi, selin Derne’de nasıl olup da bu kadar hasara yol açtığını uzmanlara sorarak analiz etti.
Yağış rekoru
Pazar günü Libya'yı vuran rekor yağış Daniel Fırtınası tarafından buraya taşındı.
Bu fırtına sistemi, Akdeniz ve kasırga (Mediterranean ve Hurricane) kelimelerinin İngilizce karşılıklarından üretilen Medicane olarak anılıyor ve Libya’nın kuzeydoğu kıyılarına 24 saatte 400 mm'den fazla yağmur getirdi.
Normal şartlarda Eylül ayı ortalaması 1,5 mm olan bu bölge için bu miktar olağanüstü bir duruma karşılık geliyor.
Libya Ulusal Meteoroloji Merkezi bunun, ‘yeni bir yağış rekoru’ olduğunu açıkladı.
Uydu verileri, bölgedeki yağışların bir bölümünün boyutunu gösteriyor; ancak birçok yerde, kaydedilen yağış miktarı daha yüksek gerçekleşti.
Bu fırtınayı kesin olarak, küresel ısınmaya bağlamak için henüz çok erken. Ancak iklim değişikliğinin Akdeniz kasırgalarının sıklığını artırdığı düşünülüyor.
İngiltere’deki Reading Üniversitesi'nden iklim kaynaklı riskler konusunda çalışan Profesör Liz Stephens, iklim değişikliğinin bu tür fırtınalarda kaydedilen yağışları artırdığı konusunda bilim insanlarının emin olduklarını söylüyor.
İki baraj aşırı yağışa dayanamadı
Derne'nin 13 Eylül'deki son durumu
Derne Vadisi Nehri, Libya'nın iç bölgelerindeki dağlardan uzanarak, Derna şehrinin içinden geçerek Akdeniz'e doğru dökülüyor.
Yılın büyük bölümünde bölge kurak olan bu nehir, olağanüstü yağışla taştı ve üzerindeki iki baraj ile köprüleri yıkarak kente aktı.
Yerel yetkililerin evlerinde kalma talimatı verdiği kent sakinleri, mahalleler sular altında kalmadan önce büyük bir patlama duyduklarını anlatıyor.
Profesör Stephens, başlangıçta suyu tutan barajların yıkılmasıyla, biriken suyun dev bir sele dönüştüğünü söylüyor.
"Sel sularına karışan enkaz, yıkıcı gücü artırmış olabilir" diyor.
Üst kısımdaki baraj 1,5 milyon metreküp su depolama kapasitesine sahipken, alttaki baraj 22,5 milyon metreküp su tutabiliyordu.
Her metreküp su yaklaşık bir ton (1000 kg) ağırlığındadır, yani 1,5 milyon metreküp suyun ağırlığı 1,5 milyon ton olacaktır.
Bu ağırlığı yokuş aşağı hareketle birleştirirseniz muazzam bir güç ortaya çıkacaktır.
Selin gücüne tanık olan kişiler suyun yer yer 3 metreye yaklaştığını söyledi.
Hızla akan 20 cm yüksekliğinde bir sel suyu, yetişkin birinin ayağını yerden kesmek için yeterli olur.
60 cm'lik sel suyunun bir arabayı yüzdürmek için yeterli olduğu hesaplanıyor. Dolayısıyla selde binaların tamamının yerle bir olması sürpriz değil.
Uzmanlar barajların yıkılmasına, aşırı yağışların mı yoksa barajların yapısının mı neden olduğunu söyleyebilmek için henüz erken olduğunu söylüyor.
Yapılan ilk gözlemler, yıkılan barajların beton kadar dayanıklı olmayan, sıkıştırılmış toprak veya kayalarla inşa edildiğini gösteriyor.
İngiltere’de hidrolik mühendisliği uzmanı olan Exeter Üniversitesi'nden Profesör Dragan Savic, "Bu tür barajlar, suyun kapasitesini aşması noktasında hassas bir hal alır.
Beton barajlar taşma noktasında dahi ayakta durabilirken, kaya dolgulu barajlar genellikle bu yüke dayanamaz" diyor.
Yapı mühendisi Andrew Barr’ın değerlendirmesine göre, ilk önce üst baraj yıkıldı.
Andrew Barr, birinci barajdan akan suyun yol üzerindeki kayalıkları da toplayarak muhtemelen ikinci barajı da bu güçle yıktığını ve bunun da dağlarla deniz arasında sıkışıp kalan şehrin ani ve yıkıcı bir su baskını ile karşı karşıya bıraktığını söylüyor.