Terör 30.06.2019 08:37

IŞİD tehlikesi geçti mi?..

Irak ve Suriye'de yenilgiye uğrayan ancak başta Afrika olmak üzere etki alanını başka coğrafyalarda genişleten IŞİD'in sözde hilafetini ilan etmesinin üzerinden beş yıl geçti. Irak ve Suriye'de vur-kaç taktiğiyle saldırılar düzenleyen örgüt bu iki ülkedeki toprak kaybını telafi için kendisine Asya ve Afrika'da nüfuz alanı oluşturdu. Örgütün sözde hilafeti ilanının yıldönümünde çok sayıda uzman örgütün ikinci kez geri gelebileceği uyarısında bulunuyor.
IŞİD tehlikesi geçti mi?..
IŞİD’in 2014 yılında Irak ve Suriye’de aşama aşama toprak kazanarak o topraklarda sözde hilafetini ilan etmesinin üzerinden tam 5 yıl geçti. Örgüt önce Irak’ta yenilgiye uğratıldı. 23 Mart 2019’da da Suriye’deki son üssünü kaybetti.

Irak ve Suriye’deki topraklarını kaybeden örgüt gözünü bir süre önce Asya’da Hindistan, Pakistan ve Sri Lanka, Güney Afrika’da Libya ve Tunus, Batı Afrika’da da Nijer, Nijerya ve Mali gibi ülkelere çevirdi. IŞİD’in geçtiğimiz Mayıs ayında Sri Lanka’da Paskalya Yortusu’nda kiliseye düzenlediği bombalı saldırıda 250’den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 500 kişi de yaralanmıştı. Saldırganlardan biri Suriye’de bulunmuş, bir diğeri de Türkiye’de eğitim almıştı. Örgüt son olarak Tunus’un başkentinde güvenlik güçlerini hedef aldı.



IŞİD lideri ve kendisini halife ilan eden Ebubekir el Bağdadi'nin sağ olup olmadığı hala bilinmiyor.

​"IŞİD’in Geri Dönüşü: Bir sonraki direniş”

IŞİD’in sözde hilafetini ilan ettiği günün yıldönümünde çok sayıda düşünce kuruluşu da örgütün bundan sonraki olası adımlarını değerlendiren raporlar yayınladı. Kapsamlı raporlardan biri de merkezi Washington’da bulunan Savaş Çalışmaları Enstitüsü’nden Jennifer Cafarella, Brandon Wallace ve Jason Zhou’nun hazırladığı "IŞİD’in İkinci Dönüşü: Bir Sonraki Direnişi Değerlendirmek” başlıklı rapor.

Raporda örgütün Irak ve Suriye’de toprak kaybetmesine rağmen yenilgiye uğramadığının, örgütün şu anda ABD’nin Irak’tan çekildiği 2011’de El Kaide’nin olduğundan daha güçlü olduğunun altı çizildi. Örgütün çabuk toparlanabileceği ve çok daha tehlikeli boyutlara gelebileceği vurgulandı.

Rapora göre, Obama döneminde başlayan ve Trump döneminde devam eden IŞİD’in aşama aşama toprak kaybı örgüte savaşın bir sonraki aşamasına hazırlanması için zaman tanıdı. Raporda "Örgütün hilafetin düşmesinden önce toparlanmak için planı hazırdı ve bu planı da Irak Güvenlik Güçleri, Suriye Demokratik Güçleri ve ABD liderliğindeki IŞİD Karşıtı Koalisyon tarafından yürütülen operasyon sırasında uyguladı. IŞİD kasıtlı olarak bazı noktalardan çekilerek Musul, Rakka ve diğer önemli şehirlerdeki savaşçılarının çoğunu ve ailelerini Irak ve Suriye içindeki eski ve yeni destek alanlarına yerleştirdi” denildi. Örgütün savaşçılarının her iki ülke geneline yayılmış olduğu ve örgüt üyelerinin önemli düzeyde direniş gösterdiği vurgulandı.



Raporda örgütün Irak ve Suriye’de kaybettiği bölgelerde istikrar ve güvenliğin sağlanamamış olmasından dolayı da IŞİD’in direnişinin katlanarak artacağı tespiti yer aldı. IŞİD’in Irak’ta sistematik olarak köy idari amirlerini ve IŞİD karşıtı güçlerle işbirliği yapan sivilleri elimine ettiği, örgütün halkın Irak hükümetine karşı güvensizliğini körüklemeyi amaçladığı belirtildi.

Örgütün Suriye’de de ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri, Beşar Esat rejimi ve El Kaide’nin Suriye kolu olan Heyet Tahrir El Şam’a karşı olmak üzere üç cephede direniş gösterdiğinin altı çizildi. IŞİD’in hem Irak hem de Suriye’de yeniden toprak kazanma ve orada denetim sağlama çabası içine gireceği ve bunu da ABD’nin bölgeden çekilmesi halinde başaracağı değerlendirilmesinde bulunuldu. Amerika’nın Suriye’nin doğusundaki varlığının ABD’nin çekilmesi halinde yeri doldurulamayacak hayati istihbarat ve hava harekatlarının icra edilmesini mümkün kıldığı, aynı zamanda Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik bir operasyonuna karşı caydırıcı bir unsur olduğu vurgulandı.



IŞİD çıkışından bu yana sosyal medyayı kullanıp dünyanın dört bir yanından savaşçı ve destekçi toplamayı başardı.

​"Yıpratma Savaşı”

IŞİD 31 Mayıs 2019’de yeni bir küresel savaş başlattığını duyurdu ve bu savaşa da "Yıpratma Savaşı” adını verdi. Rapora göre örgütün bu atılımının 2014’te başlattığı savaştan daha yıkıcı bir etkisi olabilir. Bunun sebebi de örgütün Irak ve Suriye dışındaki bölgelerdeki varlığının bu iki ülkedeki direnişe kaynak sağlaması ve örgüte de küresel anlamda yeni bir ivme kazandırması.

Raporda Amerika’nınsa şimdiye kadar elde edilen kazanımların son derece hassas olduğu bir dönemde IŞİD’in Irak ve Suriye’de yeniden ortaya çıkmasını önlemek amacıyla derhal önlem alması gerektiği de vurgulanıyor. Amerika’nın Suriye’den çekilme sürecinin durdurulması da atılması gereken adımlar arasında.



Bağuz'daki IŞİD'in son direniş noktasını ele geçirmeye çalışan SDG güçleri.

Öte yandan, IŞİD’in yeniden canlanmasıyla ilgili kaygılar yeni değil.

Ağustos 2018’de, ABD savunma yetkilileri, IŞİD’in kendisini yeniden inşa ettiği ve halifeliğini yeniden etkinleştirmeye çalıştığı uyarısını yaptı.

Geçtiğimiz Mayıs ayındaysa, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Denise Natalie IŞİD tehdidinin sürdüğünü söyledi.

IŞİD’e Karşı Küresel Koalisyon geçtiğimiz günlerde yaptığı yazılı bir açıklamada, terör örgütünün hala Suriye ve Irak’ta koalisyon güçlerine karşı saldırılar düzenleyen hücrelere sahip olduğunu kabul etti.

Açıklamada "Bu bütün Koalisyon için büyük bir kaygı çünkü hem askeri kazanımları hem de toparlanması için ihtiyacı olan istikrarı riske atıyor sözlerine” yer verildi.

Suriye’deki Rojava Bilgi Merkezi’nin derlediği ve Haziran başında yayınladığı veriler, bu kaygılar destekler nitelikte.

Merkez, Mayıs ayında Suriye’nin kuzeydoğusunda, IŞİD’in uyuyan hücreleri tarafından düzenlenen 139 saldırı kaydetmiş. Bu sayı, IŞİD saldırılarında, bir önceki aya göre yüzde 61 oranında artış olduğuna işaret ediyor.

IŞİD, saldırıların yanı sıra, Suriye ve Irak’ta hektarlarca tarlayı yakmakla suçlanıyor.

​"Amerika SDG’nin Arap unsurlarını güçlendirmeye odaklanmalı”

Pentagon’un IŞİD’le Mücadele Direktörü Chris Maier, geçen ay gazetecilere yaptığı bir açıklamada "Şu anda bölgedeki ABD askerlerinin sayısı, geri çekilmenin ilk başladığı döneme göre çok daha az. ABD askerleri, şartlar iyileşmeye devam ettikçe, geri çekilmeyi sürdürecek” dedi.

O zamandan beri bazı ABD birlikleri Suriye’ye geri gönderildi. Ancak ABD savunma yetkilileri, geri dönen birliklerin asıl görevinin, bölgedeki güçleri giderek büyüyen İran tehdidinden korumak olduğunu söylüyor.



Menbiç'te üslenen Amerikan askerleri.

Bu bağlamda Amerika’nın Suriye’de IŞİD ile mücadele ortağı olan Suriye Demokratik Güçleri’ne daha yoğun bir destek verilmesi gerektiği belirtiliyor. Bu noktada da Suriye Demokratik Güçleri’nin omurgasını oluşturan YPG’yi ABD’nin de terör örgütü olarak tanıdığı PKK’nın Suriye kolu olarak gören Türkiye’nin endişeleri devreye giriyor.

Tam da bu nedenle raporda Amerika’ya Suriye Demokratik Güçleri’nin Türkiye’yi Kürt unsurlar kadar tehdit etmeyen Arap unsurlarının gücünü ve kapasitesini arttırmaya odaklanması gerektiği tavsiye ediliyor. Arap unsurların desteklenmesinin ABD’ye IŞİD direnişiyle daha iyi mücadele etmesini sağlayacağı ve aynı zamanda Suriye Demokratik Güçleri’nin de Türkiye’nin karşı çıktığı Kürt güçlere bağımlılığının azaltılmasını sağlayacağı vurgulanıyor.

"Amerika SDG’ye desteğini Suriye Demokratik Güçleri’ne siyasi ideolojisine destek versin vermesin hem Arapları hem de Kürtleri temsil edecek şekilde davranışını değiştirmesi koşuluyla desteğini arttırmalı. Tek başına bu adımlar Türkiye’yi memnun etmeye yetmeyebilir ama bu durumun gerilimin yükselmesi ve çatışma riskinin artması ihtimalini azaltabilir” değerlendirmesi yer alıyor.

ABD’nin IŞİD’le mücadelede uzun vadeli bir strateji geliştirmesi, hem Irak hem de Suriye’de devlet mekanizmalarının çöküşüne zemin hazırlayan koşulları sonlandırması gerektiğinin vurgulandığı raporda CENTCOM’un "Sünni Arapların sosyo-ekonomik, siyasi ve mezhepsel sorunları ulusal ve yerel yönetimler tarafından giderilmedikçe, IŞİD’in gelecekte yeniden ortaya çıkmasının son derece olası olduğu” uyarısına da dikkat çekildi.

Raporda "ABD yerel ortaklarının bu sorunları Esat, Rusya ve İran daha da kötüleştirirken dışarıdan destek olmadan çözemeyeceklerini kabul etmeli” değerlendirmesi yer aldı.

ABD desteğinin şu anda Suriye Demokratik Güçleri’ni birleştirdiği ancak bu birliğin de hem IŞİD hem de Türkiye’den gelen baskılar ve Trump yönetiminin de Suriye’deki varlığını azaltma ihtimaliyle parçalanabileceği, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesi durumunda IŞİD’in yeniden bölgede toprak kazanmaya başlamasının kesin olduğu belirtildi.