84 yaşındaki aktör otobiyografisine annesinin ona seslendiği lakaptan ilhamla “Sonny Boy” ismini verdi.
Köpeklerin Günü (Dog Day Afternoon), Heat (Büyük Hesaplaşma) ve Irish Man (İrlandalı) dahil çok sayıda filmde rol alan Pacino, kitabı yazmaya karar vermesinde 83 yaşında dördüncü kez çocuk sahibi olmasının kısmen de olsa etkili olduğunu söylüyor.
Pacino’nun geçen yıl doğan oğlu Roman şimdi 16 aylık.
Kitap, bebeğe babası Pacino’nun hayatı hakkında daha fazla şey öğrenmesi için bir fırsat sunma amacı da taşıyor.
Pacino, “Bu çocuk için etrafta olmak istiyorum. Umarım öyle olur. Umarım sağlığım yerinde olur ve tabii ki babasının kim olduğunu bilir” diyor.
Noor Alfallah ve Pacino'nun oğulları geçen yıl doğdu. Çift ayrı ancak ortak ebeveynlik ile Roman'ı büyütüyorlar.
Hayatı boyunca hiç evlenmeyen Pacino, Roman’ın annesi yapımcı Noor Alfallah ile artık beraber değil; ancak ikili, çocuğun sorumluluğunu paylaşmayı sürdürüyor.
Oğluyla iletişiminin çoğunlukla internet ve telefon üzerinden olduğunu söyleyen Pacino, “Bana zaman zaman 'mesaj atıyor'. Yaptığı her şey gerçek. Yaptığı her şey bana ilginç geliyor. Sohbet ediyoruz. Ben görüntülü konuşmada mızıka çalıyorum ve bu şekilde temas kuruyoruz. Eğlenceli yani” diyor.
Arkadaşları Pacino’ya neden hatıralarını kitaplaştırdığını sorduğunda, “bir bakıma bundan pişmanlık duyduğunu” da kabul ediyor.
Son yıllarda pek çok rol teklifini geri çeviren Pacino, “Hayatımda yeterince şey oldu ve herhalde birilerine okutacak kadar ilginçtir” düşüncesiyle kitabına yoğunlaştığını açıklıyor.
Kitabı yazmak için geçmişini hatırlarken ona en çok keyif veren, çocukluğunun geçtiği New York’un South Bronx bölgesini hatırlamak olmuş.
Pacino, geriye bakıp oynadığı en büyük filmleri hatırlamaktan da rahatsızlık duymuyor.
Baba: Çekimler sırasında neredeyse kovuluyordu
Francis Ford Coppola’nın yönettiği ve Al Pacino’nun şöhretinde büyük bir katkısı olan Baba filminden bu yana 50'den fazla yıl geçti.
Serinin ikinci filmi, Baba 2 de Aralık ayında tam 50. yılını doldurdu.
İki film de En İyi Film Oscar Ödülü’ne layık görülmüştü.
Gerçek şu ki, Pacino neredeyse bu filmlerde yer almayacaktı.
Yüzündeki ışıltılı gülümsemeyle arkasına yaslanıp hikayeyi anlatan Pacino, filmin çekildiği ilk hafta neredeyse kovulduğunu söylüyor.
Pacino, kendisini "kurtaran" restoran sahnesini anlattı.
Pacino, yönetmeninin kendisine “Biliyorsun, sana çok inanıyorum. Neler oluyor?” diye sorduğunu ve performansı sırasında kendini yeterince vermediğine ilişkin bir konuşma yaptığını belirtiyor:
“İşte o zaman ‘Burada istenmiyorum galiba’ hissine kapılıyorsunuz.”
O dönem yapım ekibi Coppola’ya, performansını çok düz buldukları Pacino’nun yerine başka bir aktörü getirmesi yönünde baskı yapıyordu.
Ancak Baba’nın en ünlü sahnesi, yani Al Pacino’nun oynadığı Michael Corleone karakterinin bir restoranın tuvaletine saklanmış olan silahı kullanarak bir mafya lideri ile polis müdürünü öldürdüğü sahnenin çekilmesi ile her şey değişti.
Bu sahne, Al Pacino’ya günümüzde tüm zamanların en iyi performanslarından biri olarak anılan oyunculuğuyla gücünü ortaya koyma fırsatı verdi.
Efsanevi oyuncu, Coppola’nın bu sahneyi çekim takviminde daha erkene çektiğini çünkü “stüdyo bunu görmek istediği için, asıl meseleye gelmek istediğini” söylüyor ve gülerek “Şimdi öyle yapmadığını iddia ediyor” diyor.
Her şekilde bu rol Al Pacino’nun hayatını değiştirdi.
Gerçekten kovulsaydı yerine kimi getirebileceklerine dair tahminde bulunan Pacino duraksıyor ve “Akla Bob (Robert) de Niro geliyor” diyor.
Pacino, “Evet, tabii ki. Neden olmasın? Biliyorsun, yeri doldurulamaz biri değilim” diye de ekliyor.
Gerçekten de Robert de Niro seriye genç Vito karakteri olarak değil de Michael karakteri olarak daha önce dahil olsaydı, sinema tarihini değiştirmiş olurdu.
Scarface ilk zamanlarda çok az hasılat yapmıştı. Yine de bu gün en çok alıntılanan filmlerden biri.
Öte yandan Scarface (Yaralı Yüz) filminin Al Pacino’daki yeri farklı.
Kokain ve aşırı şiddet sahneleriyle dolu gangster filmi Scarface’den bahsederken gözleri parlayan Pacino, “Bir şey vardı filmde. Güçlü bir şey” diyor.
Pacino, gişelerde başarısız olan filmin önce "kötü" film ödülleri olarak da bilinen Altın Ahududu adayı olması ve ardından bir kült sinema klasiğine dönüşmesini “mutlu bir hikaye” diye niteliyor.
Pacino ayrıca, filmi "benimseyen" ve "anlatılan hikayeyi görmeyi başaran” grubun “Hip-hop” kültürüne aidiyet hissedenler olduğu yorumunu yapıyor.
Belki de Oscar’ı kazanması gereken rolün kör bir emekli bir albayı oynadığı Scent of a Woman (Kadın Kokusu) filmiyle değil, Scarface’deki rolüyle gelmiş olması gerektiği teorisini ortaya attığımızda Pacino şöyle yanıt veriyor:
“Evet, ilginç bir nokta. (En azından) Aday gösterilmiş olmak isterdim. Bu, Kadın Kokusu’na sırt çevirdiğim anlamına gelmiyor.”
Pacino ilk Oscar'ını 1993'te Kadının Kokusu filmiyle aldı
Hollywood’un geleceği ve Yapay Zeka
Röportaj boyunca Pacino beyaz perdeyi hâlâ ne kadar sevdiğini gizlemiyor.
Son 10 yılda sinema bilet satışlarında yüzde 40 düşüş kayda geçmiş olsa da, Los Angeles’ı sinemaları olmadan düşünemediğini vurguluyor.
Sinemayı ayakta tutacağına inandığı (biri 60’lı diğer ikisi 80’li yaşlarındaki) bazı yönetmenleri saymaya başlayan Pacino, “(Martin) Scorsese bunu yapıyor. (Quentin) Tarantino bunu yapıyor. Francis Coppola bunu yapıyor” diyor ve ekliyor:
“Belki de yaşımdan dolayı böyle konuşuyorum. Bir şeyler olur, bir şeyler değişir, biz (insanlar) buyuz.”
Ölümünden sonra yapay zeka ile bir kopyasının kullanılabilecek olmasına dair, “Çocuklarım ben gittiğimde bu işi devralacak ve halledecekler. Onlara güveniyorum” diye konuşuyor. Hangi yapımlarda yer alıp hangilerinde yer almayacağına dair koşullarıyla ilgili soruya, “Bunu umursamıyorum” yanıtını veriyor.
Pacino'nun 2006'da yapay zeka ile yaratılan kopyası "Scarface: The World Is Yours" bilgisayar oyununda kullanıldı.
‘Bankada hiç param kalmamıştı’
45 dakika sürmesi beklenen röportajımız yaklaşık 1 saat 20 dakikaya uzarken, hikaye anlatıcılığından ne kadar zevk aldığını açıkça görebiliyoruz.
Nitekim Pacino, Covid-19 pandemisi sırasında evinde bayıldığını, öleceğini düşündüğünü uzun uzun anlatıyor.
2011’de banka hesaplarında hiç para kalmadığıyla ilgili konuşmaktan da rahatsızlık duymuyor:
“Param kalmamıştı. Muhasebecimiz ise hapisteydi. Ayda 400 bin dolar harcıyordum ve hiç farkında değildim. (Bunu yapmak için) Aptal olman lazım.”
Bu aralar neleri izlediğini sorduğumuz Pacino, Netflix’te Menendez Kardeşler’in hikayesini anlatan Monster (Canavar) dizisinin ikinci sezonunu izlediğini, hatta röportaj sabahı dizinin başrolündeki Javier Bardem’e performansını tebrik etmek için mektup yazdığını söylüyor.
Hayranlık duyduğu oyuncular kim?
Leonardo DiCaprio ve Adam Driver’ı gerçekten hayranlık duyduğu daha genç oyuncular arasında sayan Pacino, kendi kariyerini özetlerken ise, “Genelde öne çıkanlar benim elime silah verenlerdir. Pacino’ya bir silah ver. İşte hit (yüksek gişe yapan) bir filmin oldu” ifadelerini kullanıyor.
Pacino’yla konuşurken oyuncu ve şarkıcı Jamie Foxx’un Hollywood’un “en iyi satranç oynayan” yıldızı olduğunu öğreniyoruz.
Kendisi de çok sık satranç oynayan Pacino’ya “Robert de Niro’yu hiç yendiniz mi?” diye sorduğumuzda “Kuralları biliyor mu, onu bile bilmiyorum” şeklinde yanıt veriyor.
Röportaj sırasında yakaladığımız en şaşırtıcı bilgiye, Pacino telefonunu masaya koyduğunda ulaşıyoruz.
Efsanevi oyuncunun telefon kabının üzerinde Shrek resimleri var.
Birkaç yıl önce en küçük kızı Olivia’nın bu kabı telefonuna taktığını ve onu mutlu etmek için o zamandan beri çıkarmadığını ifade ediyor.
Hollywood Şöhret Kaldırımı’nda yıldızı yok
Al Pacino, Hollywood "Yıldız'ı olmayan da çok sayıda insan var" diyor.
Son olarak, Pacino’ya yıldızların isimlerinin bulunduğu Hollywood Şöhret Kaldırımı’nı soruyoruz.
Konu açılınca hemen araya girip “Benim yıldızım yok” diyor.
Yanındaki asistanı Mike’a “Bunun için, yıldız olmak için bir mekanizma mı var?” diye soruyor.
Hollywood Şöhret Kaldırımı’nda yıldız sahibi olmayı isteyip istemediğini sorduğumuzda, “Evet, tabii ki” diye cevap veriyor.
84 yaşındaki Al Pacino, hâlâ Hollywood için hayalleri olan bir adam.
